Kağıda yazılmış bir cümlenin anlamını yok sayıp olayı sadece

"kağıt adını verdiğimiz bir madde üzerindeki düzenli biçimde şekil verilmiş mürekkep parçaları"

gibi görmeye "idrak kilitlenmesi" denir.

Oradaki asıl konu "cümlenin anlamı" iken,
biz bundan bahsedene
"kardeşim akılsız mısın? mürekkep ve kağıt moleküllerine neden özel bir anlam ve ruh yüklüyorsun" diye kızmaya kalkarız.

İdrak kilitlenmesi yaşayan birinin her dediği doğru bile olsa -e evet, mesela ortada bulunan tek şey kağıt yüzeyindeki mürekkep molekülleri sadece, tamamıyla doğru bir tespit-, asıl gerçeği fena ıskaladığı gerçeğini değiştirmez bu.

İdrak körlüğü yaşayan birinin öne sürdüğü şeyler tamamen doğru ve süper mantıklı argümanlar olabilir.
Ama sonuçta ele aldığı şeyler, kağıt ve mürekkep, asıl olayın sadece taşıyıcısıdır.

Hani parmakla bir yeri gösterdiğin zaman bebekler gösterdiğin yere değil de parmağa bakarlar...

Hepimizin az veya çok bu tip idrak körlükleri vardır.
Asıl değişim, başkalarının körlüklerini düzeltmeye kalkmakla değil kendi içimize yönelmekle gelir...

Soru: Sadece teorik konularda değil, sosyal iletişim, roman okuma, spor yorumunda vb bile idrak körlüğünün etkisi olduğunu biliyor muyuz?

Birisi bir romanı okur. Hayatı değişir. Diğeri okur. "Haa işte bi adam var, bi kadın var, şöyle şöyle olaylar oluyor, falan filan" der ve sıradan bir roman okuduğu ile kalır..

Birisi evreni "ikra" yapar, bambaşka vizyon ve ufuklara, içsel derinlik ve manalara ulaşır. Diğeri evreni okur(!), "haa işte gaz ve toz yığınları, fizik kimya yasaları falan filan"

Birisi insanı ikra yapar, insanın gizemli boyutlarını, kainatı kapsayacak müthiş cevher ve derinliklerini, ve hatta belki insandaki emanetin ne olduğunu keşfeder.
Diğeri insanı okur(!), "canlılık dediğin hücrelerdeki kimyasal tepkimeler, bilinç falan yok kardeşim bilinç dediğin beyindeki nöron aktivitelerinden ibarettir, işte biyokimyasal tepkimeler falan filan"

Bir yazıya bakınca cümlelerin anlamına mı yoksa kağıt ve mürekkep moleküllerine mi odaklanıyoruz?

Bilinç kilitlenmesi nedir?