EL-Mütekebbir Esması ve Sırları
El-Mutekebbir: Ululuk sahibi, yegâne büyük, azamet ve yüceliğini izhar eden, yaratıkların bütün sıfatlarından sonsuz derecede yüksek olan; varlıklar dünyasında büyüklüğünü gösteren; kendini zâtına lâyık sıfatlarla tanıtan, her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösteren. Büyüklük ve ululuk, ancak Allah’a mahsustur, varlığı ile yokluğu Allah’ın bir tek emrine ve iradesine bağlı bulunan kâinattan hiçbir mevcut, bu sıfatı takınamaz.
Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”(Nisa, 4:36) Kibirlenenlerin sonu her halükarda kötü olacaktır, işte uyarıcı ayet: “Mesih (Hz. İsa), hiç bir zaman Allah’ın bir kulu olmaktan çekinmez. Mukarreb Melekler (Allah’a yakın melekler) de çekinmezler. Kim Allah’a kulluktan, ona ibadetten çekinir ve büyüklenirse, bilsin ki, o, kıyamette hepsini huzurunda toplayacaktır.”(Nisa, 4:172) Kısacası, kibir veya büyüklenme hakkına sahip olan tek varlık, her şeyi yaratan ve hükmeden, her şeyin sahibi olan Allah’tır. Malın mülkün gerçek sahibi olan odur. İnsanların gücü, kuvveti, iktidarı, malı ve serveti hep Onun vermesi iledir ve mecazidir. Bu gün sende olan yarın başkasındadır. Keza bu gün güzel olan, şayet güzelliğini iyi kullanıp ebedileştirme yoluna gitmemişse, yani dine ve güzel ahlaka yatırım yapmamışsa yarın kırışıp buruşarak çirkinleşir, yüzüne bakılmaz hale gelir ve çevresi tarafından bile itilip kakılan biri haline gelir. Bu nedenle kimsenin gururlanıp kibirlenmeye, kendisinden aşağıda saydıklarını aşağılamaya ve hor görmeye hakkı yoktur. Atalarımız, “servetine güvenme bir kıvılcım, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter” demişlerdir. Doğrudur. Bir kıvılcım, insanın bütün varlığını yakıp kül edebileceği gibi, bir sivilce de güzelliğin merkezi olan yüzü mahveder. Bu nedenle, kendisine hiçbir şeyin zarar vermediği yüce Allah’tan başka hiçbir kimsenin büyüklenmeye ve büyük görünmeye hakkı yoktur. Zaten varlıkların büyüklüğü de gücü kuvveti, sağlığı ve serveti de mecazidir.
Gerçek büyüklük, tevazu iledir ve zatında manen büyük olanlar, tevazu gösterirler. Büyüklenenler ise zatında yani aslında küçük kimselerdir ve büyük görünmek için büyüklük taslarlar, kibirlenirler. İnsanlardaki kibir bir hastalığın neticesidir. Bu hastalığın merkezi kalptir ve tedavisi tevazudur, kişinin haddini bilmesidir. Buna rağmen büyüklük taslayıp insanları hakir görenlerin sonu hiç de iyi olmaz. Çünkü yüce Allah; İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resülullah (s.a.v) buyurdular ki: “Allah Teâlâ hazretleri buyurdular ki: “Büyüklük benim ridamdır, azamet de benim izarımdır. Kim, bunlardan birinde benimle iddialaşmaya kalkarsa, onu cehenneme atarım.” [(Müslim, Birr 136; Ebu Dâvud, Libas 29, (4090); Kütüb-ü Sitte, 7234. H.)]
Ebu Saidi’l-Hudri (r.a) anlatıyor: “Resülullah (s.a.v) buyurdular ki: “Kim Allah Teâlâ hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah’a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safilîne (aşağıların aşağısına) atar.”
Bu Allah’ın katında Cenab-ı Hakkın heybet örtüsü üzerine yazılmış azametli bir addır.
Allah Teala’nın bu yüce adını, bir kentin çevreleyen sur duvarlarına veya kale burçlarına yahut evinin çevre ve bahçe duvarlarına 94 defa yazan kimseler, o yerler dıştan ve düşmandan hiç bir tehlike ve zarar gelmeyeceklerine emin olmalıdırlar. Bu mekanlar her türlü afetlerden de sakınılmış olur.
El-Mutekebbir isminin Ebced değeri (662); zikir saati Müşteri, Perşembe’dir. Sabah güneş doğarken ve yaklaşık ikindi namazı sonrası okunması uygundur.
1. Bu ismin zikrine devam eden kimse, adli ve idari üst makamlardan ne dilerse reddolmaz. Ancak haklı olması şartıyla. Zaten bu tür şeyleri kötülük için kullananlar ve haksızlık yaparak kazanç temini için kullanmaya kalkanlar, mutlaka cezasızını çekecekleri gibi, büyük vebal altına da girmiş olurlar.
2. Bu miktarda zikre devam eden kimse, her türlü etkili ve yetkili kimseyi, ister devlet başkanı olsun, ister bakan, isterse diğer yetkililer ve büyük zenginler olsun, Allah’ın izniyle herkesi etkisi altına alabilir.
3. Bu ismin zikrine belirtilen miktarda vird edinip devam eden kimse, Yüce Allah’ın izniyle yüceliklere erer.
4. El-Mutekebbir isminin zikrine her gün sabah namazının ardından 664 defa okuyarak devam eden kimseye, zalim ve zorbalar itaat eder, sözü, sohbeti etkili hale gelir.
5. Bu ismi 101 defa bir kâğıda yazıp başında taşıyan kimsenin yüce Allah, kadir ve kıymetini artırır, itibar ve rütbesini yükseltir.
6. Bu ismi zikredenlerin görünüşlerinde heybet, maişet ve geçimlerinde bereket hâsıl olur.
7.Bu esma cinni ve insi düşmanları olanlara bir zırh gibidir. Günaha girmekten kendini alıkoyamayanlar bu esmaya devam ederlerse, dileseler de günahlara girmeye cesaret edemezler. Cinniler bu esmadan çok çekinirler. Mütekebbir esmasının tecellisi cinnileri mahvedip öldürebilir. Ruhani hastalıklara uğrayanlar bu adı anmakla büyük yararlar sağlarlar.
8.Düşmanı çok olanlar bu ada devam ederlerse düşmanlarını tümü zelil ve perişan duruma düşer. Esmaya devam edenlerin sözleri herkes tarafından dinlenir. Bu adı ananlarda korkunç bir heybet oluşur. Öyleki hiç kimse onların yüzüne bakarak konuşmaya cesaret edemez.
9.Gerdek gecesinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra; el açıp “Ya Mütekebbir” diye zikredip peşinden dua eden çiftler, Allah’ın lütfü ihsanı ile yumuşak huylu ve güzel yaratılışta, halûk evlat sahibi olurlar.
10.Kibir büyüklük gurur gibi hasletleri fazla olanlar özellikle tarikatta yeni olanlara bu hasletlerini kırmada çok etkili bir esmadır.Zalim ve zorbalara karşı bu isim kahriye esmaları gibi kahredici özelliğe sahibtir.
Not:Alıntı,derleme...
__________________
Allah doğru yolu seçenleri daha derin bir doğru yol bilinci ile destekler.(Meryem 76)
|