gerçek şu ki bu açık kapalı gün meselesi o günün esmasının hadimleri ile alakalıdır aksini idda eden çıkıp desin ve bana delil göstersin... ben tarikat ehliyim düşünün bizim zikrimiz var lafzatullah ve biz bu zikri her gün yani 24 saat içerisinde zikrederiz ki mürşidimiz asla kapalı yada açık gün diye bir şey demedi...güzel kokulara da gerek yok çünkü zikreden kul daima zikrediyorsa zaten onda misku amber kokuları kokmaya başlar buna birebir şahit olan birisiyim... bizim çekeceğimiz isimler Yüce Allah'ımızın esma ve sıfatlarıdır. Sübhan olana gayemiz ise o zaman güne hacet kalmaz şayet kişi derse ki ben bu esmaların melekleri ile ulvisi suflisi ile irtibat kurmak istiyorum derse elbette gününe saatine ve o ruhanilerin sevdiği koku tütsüsüne ihtiyaç vardır. Ama gayem Allah'ın rızası ise o zaman gün ve tütsüye gerek yoktur hatta riyazata bile kişi hakk yolu tercih ettikten sonra elbette hakkı bulur diyelim ki kişi her gün belirli sayılarda Allah'ın her hangi bir esmasını kendisine vird edinmiş ki (vird demek sayısı ve günü saati belli olarak zikretmek kişinin kendisi belirlediği saat ve zikir okuma vs gibi şeydir) bu edindiği vird ile Allah'ın rızası için çekildiğinde belirli bir zaman sonra kişinin nefsinde değişiklikler olur ve hangi esmayı çekiyorsa o esmanın azameti o kişide tecelli olur cereyan eder istesede istemesede o esmanın ruhanileri onunla alakdar olmaya başlarlar ve kişide basiret açılaması oluşmaya başlar ruhlar aleminin kapıları açılır dolaysıyla ilk karşılalacakları en alçak olan yani sufli olan cinlerdir kişi musallat olduğunu sanır ama musallat değildir musallatın alameti farklıdır ama zamanla başında kamil mükemmel bir mürşid yoksa yani sahipsizse ona musallat olmaya başlarlar kandırırlar imanından ederler...size tavsiyem az olsun öz olsun ama mürşidsiz olmasın... vesselam...
|