Temel ihtiyaç Maddeden Manaya Yolculuktur !...
İnsanın ilk adımı maddedir. ‘Maddeden Manaya Yolculuk’ yapmaktadır. Suyun içindeki ik canlılardan başlayan yaşam evrile evrile şempanzeye ve şempanze insana kadar gelmiştir. İnsan canlısı bu gezegende en gelişmiş canlı olduğu için düşünce sistemine sahiptir. Beyninde korteks dediğimiz bir yapı vardır. Düşünebilme, konuşabilme gibi özellikleri vardır. İnsan canlısı ilk başlangıcından itibaren bugüne gelene kadar çok aşama kaydetti. İlk çağlarda inandığı korktuğu şeyler vardı, kendine göre bir inanç oluşturmuştu sonra ortaçağda kilisenin kontrolü anormal baskılı idi. Dinden kopmaya başlandı. Dinin çok önde olduğu bu dönemden sonra dinden kopmalar oldu.
Fransız Devrimi ve Rönesansla ilgili devrimlerden sonra insanın merkezde olduğu bir dönem başladı. İnsan bu bağımsızlık hareketlerinden sonra inanç meselesini dışlamaya başladı.Son üçyüz yıldır olan gelişimi ise dünya insanlığının en hızlı gelişimidir.
Oysa eski ilkel insanların bugünkü insandan daha çok kendinden yüksek güce inandıklarını görüyoruz. Bu insanlar kendilerinden yüksek bir gücün farkındaydılar gerçi bunun nedeni çaresizlikten de olabilirdi. Ama daha sonra bilim dinin önüne geçti, bilime önem verilmesiyle teknoloji ilerledi. İnsanın putlarının olması ve puta ait ritüellerini yaratmasıyla da sistem tıkanmaya başladı. İnsan maddeye tapmaya başladı. Maddesel hazları alırken, alırken giderek şişen benliği ve egosuyla bu maddeden de üstünüm, madde bana hizmet ediyor demeye başladı. Ve bu put maddeyi de aşarak kendisine döndü.
Maddesel hazları alırken giderek şişen egosu ile maddede de bana hizmet ediyor, benim için var dedi. Kısa, kestirme, herşeyi iki günde ele alan insanlar ve öğretiler türedi. Sonra çeşitli akımlar çıktı, çekim yasası gibi bunları da kötüye kullanmaya başladılar. Şişen benliği ve şişen egosu ile insan canlısı kendine tapmaya başladı. Bu gezegendeki en üst varlık olduğu için de gezegenin en üst canlı modeli oldu. Kendini doğadan ve herşeyden üstün gördü. Oysa karınca karıncaydı o da yaratılmış canlıydı ve vazifesini yapıyordu.
İlahi olana gözleri kapalı olan insan canlısı tam merkeze kendini koydu. Ve herşey insana hizmet eder hale geldi. Oysa, evrende Hiçbir Şey İnsana Hizmet Etmez! Herşey varoluşa hizmet eder…
Gözleri kapalı olan insan canlısı her nedense kendi varlığını büyüterek en yüksekte ben varım diyerek son 300 yıldır dünyayı bu hale getirdi. Ancak bu bir illüzyondur. Yani insanın kendi kendine yarattığı bir şeydir. Asıl insanın kendisi evrene hizmet eden bir varlıktır ama farkında değil...
İnsanın en büyük hizmeti gelişmektir. Kendini suyun içindeki tek bir hücreden bugün nasıl bir modele getirmişse, bugünde bir üst modele geçişini insan yapacaktır. Ama bu geçiş çok sancılı olacaktır. İnsanın bu yüzden yolu uzundur. Bu yolda ilerleyebilmesi için şoklara ihtiyacı vardır.
Maddeden manaya doğru alınan yolda ruhsallaşma vardır ve insan madde ile mana arasında bir denge kurduktan, evrensel yasalara uygun bir yaşam sürmeye başladıktan sonra gerçek huzura ve mutluluğa ulaşabilir…
|