Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - El-mümin esması ve sırları
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 12.03.19, 15:36
El Kindi El Kindi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 03.10.18
Bulunduğu yer: Dünyada!
Mesajlar: 728
Etiketlendiği Mesaj: 188 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart El-mümin esması ve sırları

EL-MÜ’MİN: Kullarına vaadinde, verdiği sözde sâdık olan, kalplerde iman nurunu yakan ve her türlü korkudan kurtarıp güvenliğe kavuşturan. Eman ve emniyet sahibi olan. “O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir.” (Haşir Suresi, 23)
Allah (c.c), varlıklar aleminde ve kainatta müthiş bir denge kurmuş, her yere ve her köşeye emniyet ve huzur yerleştirmiştir/ İnsanlar ve hayvanlar aleminde daha açıkça görülen bu emniyet ve güven, bu ismin bir tezahürü olarak görülmektedir. Göklerdeki ve yerdeki akıl almaz sistemlere karşı, bir o kadar da güven ve huzur verici olması ve buna bağlı olarak emniyet içinde yaşamamızın sağlanması ise bütün takdir ve tasavvurların ötesindedir. Bu isimden anladığımız odur ki, yüce Allah müminlere dünyada ve ahirette huzur ve mutluluk içinde bir hayat, bir yaşama şekli verir. Bu hayat, her yönüyle mükemmel ve kusursuzdur. Bunun yanında manevi bakımdan da müminlerin çok güçlü olmalarını sağlayacak özelliktedir. Yüce Allah, kendisine ihlasla inanan salih kullarına maddi-manevi huzur, güven, emniyet ve sükûnet verir. Dünyada darlık, sıkıntı ve zorluk içinde oldukları zamanlarda onları destekler, kalplerini yatıştırır, kendisine olan tevekkül ve teslimiyetleri sayesinde huzurlu yaşamalarını sağlar.
Kur’an-ı Kerimde bu tür destek ve yardımlardan sıkça söz edilir. Bedir, Uhud, Hendek, Huneyn ve Tebük Savaşlarında bu yardımlar yapılmış ve açıkça örnekleri de görülmüştür. İşte bunlardan bazıları: “Şüphe yok ki Allah, size bir çok savaş yerlerinde zafer verdi; ve “Huneyn” gününde size yardım etti. O vakit Huneyn’de çokluğunuz size güven vermişti de, bir faydası olmamıştı. Yeryüzü, o genişliği ile başınıza dar gelmişti. Sonra da bozularak arkanızı dönmüştünüz. Sonra Allah, Resulünün ve müminlerin üzerine rahmetini indirdi, görmediğiniz (meleklerden) ordular indirdi de küfredenleri azaba uğrattı. İşte bu, kâfirlerin cezasıdır.”(Tevbe, 9:25-26)
“And olsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O hâlde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasmız.”(ÂI-i İmran, 3:123)
“Hani sen mü’minlere/’Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun… “(Âl-i İmran, 3:124)
Müminlerin karşısında her zaman inkârda direnen ve onlara engel olmak isteyen, önlerini kesen, yollarına çıkan bir grup olmuştur. Bu tür kimseler, genel olarak sözle ikna edemediklerini kuvvetle ikna etmeye veya yıldırmaya çalışırlar. Müminler, inançlarında ısrar edip onların istediklerini yapmayınca da ölümle tehdit etmişlerdir. Buna da aldırış etmeyince boyun eğdirmenin başka yollarına başvurmuşlar; sürgünle, ellerindeki imkânları almakla tehdit edip, takip ederek yıldırmaya çalışmışlar ve insanların gözlerinden düşürmek için ellerinden gelen her şeyi, her yolu kullanmışlardır. Bu ve benzeri bütün yollarla dünyayı başlarına ateş yapmak için devlet imkânlarını da seferber ederek, şeytana taş çıkartacak şekilde zulüm ve haksızlıklar yapmışlardır. Ancak yine de müminleri yollarından ayıramamışlardır. Allah da buna karşılık olarak, müminlere yardım etmiş ve sınayıp aradakileri elemiş ama samimi olarak iman edenlere yardım etmiştir.
Yüce Allah’ın kelamı olan Kuran-ı Kerim şöyle destek vermektedir: “Bir kısım insanlar, müminlere: «Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!» dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve «Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!» dediler.” (Âl-i İmran, 3:173)
Bir başka ayette ise şöyle buyrulmaktadır: “O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takva sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir.”(Fetih, 48:26)
Bu ayetler de gösteriyor ki, Allah’ın tüm müminlere, özellikle de elçilerine, ihtiyaç hissettikleri anda manevi desteğini gönderip, münafıklar ve kafirler karşısında dik durmalarını sağlamıştır. Resul-i Ekrem Efendimizi hicrete mecbur ettiklerinde, Allah onu her türlü ortamda destekleyeceğini vaat etmiş, inkarcıların saldırısını önlemiş, manevi olarak da elçisine ‘huzur ve güvenlik duygusu’ indirmiştir… Hepsiyle ilgili pek çok ayeti kerime vardır ki hepsini burada toplamamız mümkün değildir…
Allah’ın müminlere bu dünyada verdiği huzur ve güvenlik duygusu kadar ahirette olan huzur ve güvenlik dünyadaki ile karşılaştırılamayacak kadar önemli ve büyük bir nimettir. Çünkü oradaki manevi huzur sonsuza kadar sürecektir ve Allah dilemedikçe yok olması mümkün değildir. Allah müminlerin cennette yaşayacakları, maddi ve manevi her yönden tatmin bulmuş bu hali şöyle tarif etmektedir: “Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. Oraya esenlikle ve güvenlikle girin. Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. Orada onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak değildirler.” (Hicr, 15: 45-48)

EL-MÜMİN isminin ebced değeri (136)’dır. Vav’ın üzerindeki “Hemze”yi de sayarsak, (137) yapar ki, bu görüşte olanlar da vardır. Zikir saati Ay’dır, (Pazartesi). Zikir saatinin “Zühre ve Cuma” günü olduğu görüşünde olanlar da vardır.
1. Bu ismin zikrine devam eden kimsenin gönlü nurlarla dolar. Dünya ve ahiret işlerinin dengeli bir şekilde yoluna girmesini isteyen kimse, bu ismin zikrine devam etmelidir.
2. Düşmanına üstün gelmek ve onu etkisi altına almak isteyen her gün yukarıda belirtilen miktarda bu simin zikrine devam etmelidir.
3. Her gün sabaha namazından sonra 267 defa okuyan ve sürekli zikrine devam eden kimse, sıkıntıya düşmez, kimseye muhtaç olmaz. Diline yalan girmez, küfür ve “kelam veya dil fuhşu” denilen kötü şeylerden, çirkin sözlerden korunur.
4. Özel istek ve ihtiyaçları bulunan kimse, her gün 136’şar defa olmak üzere 43 gün “EL-MÜ’MİN” isminin zikrine devam etmeli ve sonra isteyeceğini Allah’tan istemelidir. Bu süre içinde isteği mutlaka yerine getirilir.
5. Her gün adet haline getirip bu ismi (137) kere bir bardak suya okuyup üfleyerek içen kimse, evham ve vesveseden kurtulur, aşağılık kompleksine düşmez. İçi aydınlık olur, kalbi nurlanır, basireti açılır ve her türlü haksızlık ve kötülüklerden uzaklaşır; herkes tarafından sevilip sayılır; her türlü baskı ve zorluklardan, sıkıntı ve darlıklardan kurtulur.
6. Bu mübarek ismi 136 defa yazıp üzerinde taşıyanlar cin ve şeytan şerrinden korunur.



ALINTI

__________________
Allah doğru yolu seçenleri daha derin bir doğru yol bilinci ile destekler.(Meryem 76)
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147