Rivayet edilirki; Hasan Sezâî Efendi zamânında, Edirne'de, kötü yola düşmüş bir kadın vardı.
Bir zaman bu kadın hâlisane olarak tövbe edip, eski halinden vazgeçti.
Sâlih ameller işlemeye başladı.
Fakat, uygunsuz kimseler tarafından tedirgin ediliyor, rahat bırakılmıyordu.
Bu kadın Hasan Sezâî'ye gelerek yardım istedi.
O da, kadına dergâhta kadınlara mahsus kısımda kalabileceğini bildirince bir oda tahsis edilip, kadın orada kalmaya, ibadet ve tâatla meşgûl olmaya başladı.
Bu arada boş durmayan fitneciler, Hasan Sezâî hakkında çirkin iftirâlar yaymaya başladılar.
Daha da ileri giderek, bir gece dergâhın kapısına Geyik boynuzu astılar.
O ise bu hallere sabrediyor kimseye bir şey demiyordu.
Geyik boynuzunu dergâhın içine aldırdı.
Edirne vilâyeti günlerce bu dedikodularla çalkalandı.
Hasan Sezâî Efendi yine sabrediyor, hiç ses çıkarmıyordu.
Bu şayianın yayılmasından az zaman sonra, Edirne'de müthiş bir uyuz hastalığı peydah oldu.
Hasan Sezâî hakkında her kim iftira ve dedikodu etmiş ise ve her kim bu dedikoduları dinleyip kabul etmiş ise bu hastalığa yakalandı.
Hastalık bu sözlere karışmış olanlara yayılıyor, diğer insanlara bir şey olmuyordu.
Hastalığa yakalananların bütün vücutları yara bere içinde kaldı. Hiç biri derdine çare bulamadı.
Affı ve merhameti çok olan Hasan Sezâî Hazretleri, onların bu hastalık sebebiyle şiddetli acı ve sıkıntı çekmelerine dayanamadı. Mübarek kalbi tahammül edemeyip, bir gece kılık kıyafetini değiştirerek çarşıya çıktı.
Kahvelerin birine girdi.
Hiç kimse onu tanıyamadı.
Uyuz olanlara yaklaşarak; "Sizin derdinizin ilacı Hasan Sezâî'dedir." deyip ayrıldı.
Ertesi gün dergâhın önü Ana-Baba gününe döndü. Hastalığa tutulan herkes çâre bulmak ümidi ile dergâha koşuyordu.
Hasan Sezâî efendi gelenlerden, her birine onların dergâhın kapısına astıkları geyik boynuzundan kazıyıp, toz halinde veriyordu. O tozu yarasına süren herkes, Allah-ü Teala'nın izni ile şifa buldu.
Bu arada herkes hatasını anlayıp, yaptıkları iftira ve dedikodulara pişman oldular, tövbe ettiler.
Böylece bir dertten kurtulmuş olmanın verdiği sevinçle, bir sergi açıp üzerine para attılar.
Toplanan paralarla dergâhın kapısına bir çeşme yapıldı.