DAĞ SEMBOLÜ
“Hakikatler aranırken yollar bulunur. Fakat aranılması gereken şey yollar değil, Hakikattir.”
Bedri Ruhselman
Dağların maddi olduğu kadar manevi yükselişin, yükseklik, yücelik ve büyüklük kavramlarını sembolize ettiğini bilmekte yarar vardır. Dağlar yer ve göğün birleşme noktasıdır. Yukarıdan aşağıya doğru bakıldığında, zirvesi dünyanın merkezi, aşağıdan yukarıya doğru bakıldığında ise tırmanılması gereken bir merdivendir. Zirvelerinin bazen buluttan bir hale ile çevrelenmesi dağlara kutsiyet atfeder. Bu bulutlar kutsal kabul edilir ve kutsallığı simgeler.
Örneğin Kibele bir dağ tanrıçasıdır. Bu açıdan her ülkenin mitolojisinde, kendine özgü bir kutsal dağ sembolü her zaman vardır. İslam kozmolojisinde Kaf Dağı böyle bir dağdır. Ararat dağı Nuh Peygamberle ilgilidir. Musa Peygamber, Tanrı’nın kendisine gönderdiği 10 emri Sina dağında almıştır. İbrahim Peygamber oğlunu Amoria Dağı üzerinde kurban etmek istemiştir. Filistin’deki Zeytin Dağı, İsa Peygamberin vaftiz edildiği ve şeytan tarafından denendiği dağlardan biridir. İncil’de adı geçen dağlara şöyle bir göz atarsak; Samariten’deki Garizim dağı, Kudüs yakınındaki İsa’nın çarmıha gerildiği Golgotha dağı, İsa’nın üzerinde transfigürasyon geçirdiğine inanılan Tabor dağı, Meryem’in ölümünden önce bir süre yaşamını geçirdiği ve sonra göğe yükseldiği Efes’teki Bülbül dağı ünlü dağlardandır. Muhammed Peygamber ilk vahyini Nur dağı üzerindeki Hira mağarasında almıştır. Arafat dağı, hacıların kurban bayramında ziyaret ettikleri kutsal bir dağdır.
İran ve Arap efsanelerinde ve çoğu kez birbir gece masallarında sözü edilen KAF DAĞI, GÖRÜNEN VE GÖRÜNMEYEN alemleri birbirinden ayıran, Tanrı’dan başka kimsenin onun arkasında kimin yaşadığı ve neyin bulunduğunu bilmediği, dünyanın çok çok uzaklarında bulunan ucunu noktalayan düşsel bir dağdır. Kaf dağı aslında ne kara ne de deniz yoluyla gidilemeyen bir yerdir. Bu dağ, dünyanın üzerinde oturduğu zümrüttür. Bu taş yerinden oynadığı zaman dünyanın devrileceği söylenir. Kaf dağı dünyadaki bütün dağların anasıdır. Öte yandan, Kaf dağının üstünde Zümrüt-ü Anka veya Simurg adı verilen bir kuş yaşar. Bazı mitolojilerde de, Kaf dağının Kafkas sıradağları üzerinde olduğu ve gerçekten var olduğu söylenir. Burnu kaf dağında demek, kibirli kimseyi beğenmeyen kaf dağından aşağıya inip, insana tenezzül etmeyen kişi demektir.
Dağın mitolojik sembolizmi konusunda, Hitit Tanrı ve Tanrıçaları çoğu kez, Yazılıkaya’da görüldüğü gibi dağı simgeleyen sivri şekiller üzerinde dururlar. Sümer tapınakları dağ biçimindeki Zigguratlar’dan oluşur. Mısır çöllerinde ise dağların yokluğu piramitlerle eşleştirilir. Venüs için yapılacak törenlerde dağ gibi yüksek yerlere çıkılması şart koşulmuştur. Nedeninin yüksek tesirlere ulaşma çabası olduğu düşünülmektedir.
Dağ sembol dilinde hayatta varılması gereken hedefi simgeler. Bir dağa tırmanmak ya başarıyı; ya da uzun vadeli bir sorumluluk veya görevi simgeler. Bir dağın tepesinden görmek yaşamınızı incelemeyi; yaşama nesnel olarak, duygular işin içine katılmadan bakmayı işaret eder. Yüksek dağlar gizemli ve ulu bir his verebilir ve dolayısıyla günlük yaşamın sıradan amaçlarının üstüne çıkmayı; gerçek benliği ya da yaşamın anlamını anlamayı anlatır. Rüyanızda veya vizyonunuzda Dağ görmüşseniz, bu sembolü yeryüzünün maddi cazibesine ölmek, gökyüzünün yüksek ruhsal tesirlerine açılmak ve yaşamınızın gerçek gayesini nihayet bulmak olarak da yorumlayabilirsiniz. Başta Asya Şamanist tradisyonları olmak üzere pek çok tradisyonda rastlanan bir semboldür.
Dünya Dağı Yeryüzünün Göbeğinden Yükselir
“Dünya Dağı” fiziksel coğrafyadaki gerçek bir dağ değildir, sanal bir dağdır. Şamanizme göre bu, yeryüzünün “göbeğinden” yükselen bir dağdır.
Şamanların, ermişlerin, bilgelerin, kahinlerin, peygamberlerin mekanı ya da inziva yeri olan dağlar öteden beri yükseklikleri, göğe yakınlıkları ve erişilmelerinin zor oluşları ile yüceliğin, yüksekliğin, dikeyde duruşun sembolü olmuşlardır. Ezoterik tradisyonda dikeyde duruş, ruhsal bir yaşamı, madde cazibesinden uzak kalmayı; sevgi, merhamet, tolerans, iyilik, erdem, hoşgörü, anlayış gibi ruhsal ve asil kavramları ifade eder.
Dağlar, büyük mesafeli iniş ve çıkış kavramlarının en iyi ifade edilebileceği doğal oluşumlardır. Dağa tırmanıldıkça göğe yakınlaşılır ve görüş ufku artar. Dağın zirvesi hem fiziksel ortamın en yüksek noktası, hem göğe en yakın nokta, hem de görüş açısının en geniş olduğu noktadır. Bu dağın zirvesine tırmanmış bir yolcu için, zirvede bir ağaç varsa, ağaca tırmanılması yüksekliğin daha arttırılmasını sağlayacaktır. Bu yüzden kimi tradisyonlarda yaşam ağacı dağın tepesinde yer alır. Ruhları simgeleyen kuşlarda gökten indiklerinde ağacın üst dallarına tünemiş olarak tasvir edilirler. Dağın zirvesi, fiziksel ortamın terk edilmek üzere olunduğu noktadır, duyularla algılanabilir, alemden duyularla algılanamayan aleme geçilmek üzere olunan noktadır, zaman ve mekan kavramlarının değişmeye başladığı noktadır.
Dünya Dağı Şamanist Türk topluluklarının tradisyonlarında kazık denilen, Yer’in Eksen’i kavramıyla çok yakından ilgilidir. Dünya Dağı sembolünün kullanımına diğer tradisyonlardan şu örnekler verilebilir:
Sümer tradisyonunda kimi zaman üstündü üç yıldızla, kimi zamanda yay taşıyan bir ilahla birlikte tasvir edilir. Sümerlerin Gılgamış destanında, ölümsüzlük aranırken karşılaşıla ikiz dağ sembolü, ölümsüzlüğü ifade eder. Alacahöyük kapısı sfenskindeki iki başlı kartalın iki pençesinin altındaki iki dağ, herşeyin Rabbin koruyup kollaması altında olduğunu anlatır. Hem bu alem hem de öte alem açısından herşey kontrol altındadır.
Hitit kabartmalarındaki kimi zaman iki yay ile birlikte tasvir edilen iki Dünya Dağı vardır. İki dağdan biri, yeryüzü ile öte alem arasındaki irtibatı, diğeri öte alem (spatyom) ile “dört boyutlu alem” arasındaki irtibatı simgeler. Kimi Asur mühürlerinde, iki yanında kartal kafalı adamla tasvir edilen konik bir dağ vardır.
İskitlerde Yerin ekseninin tepesinde bir kılıçla simgelenen Dünya Dağı Sembolizmi vardır.
Eski İran tradisyonunda ölümsüzlük içeceği ya da yiyeceği homa ya da hoamanın edinilebileceği Dünya Dağı sembolü, Dağ ile Ölümsüzlük arasında bir bağ kurar.
Çin tradisyonunda ölümsüzlükle ilgili görülen Dağ sembolizmi, yeryüzünün orta dağını anlatır. Sekiz ölümsüz için kullanılan Sien sözcüğü, dağın ölümsüz adamları anlamına gelir ve bilgeliğin ölümsüzlüğünü, bilge kişilerin ölümsüz olduğunu anlatır.
Hristiyan tradisyonunda, kuzunun altındaki, dört ırmağın çıktığı bir dağ tepesi tasviri vardır. Yuhanna’nın Vahyi denilen vizyondaki dağdır bu. Ayrıca yeryüzünün merkezinde olduğu kabul edilen Golgotha Dağı, Hristiyanlar için kutsaldır.
Graal efsanelerinde, üstüne hilal, yıldız, taç, çiçek, merdiven, daire veya üçgen sembolü ile tasvir edilen Montsalvat-Kurtuluş Dağı, insanlığın kurtuluşunu ve birgün herşeyin, herkesin ruhsallaşacağını sembolize eder.
Yeryüzü ile spiritüel gök arasındaki irtibatı yani tezahür etmiş alemle ile tezahür ötesi alem arasındaki irtibatı birçok bakımdan simgeleyen dağ sembolü oldukça önemli bir semboldür. Ayrıca yer ile gök arasındaki irtibatta eksene çıkışı simgeler. Yani varlığın trans ile beden dışı bir deneyime başladığını ya da başlamak üzere olduğunu anlatır. Dağın zirvesi, fiziksel ortamın terk edilmek üzere olunduğu noktadır, duyularla algınabilir alemden duyularla algılanamayan aleme geçilmez üzere olunan bir noktadır. Dünyasal şuur halinden değişik şuur haline geçiş noktasıdır. Zaman ve mekan kavramının alışılmış dünyasal biçimlerinin yok olmaya başladığı noktadır.
Yüksek İdari Yönetimin hiyerarşik katmanları olduğunu simgeler. Ruhsal tekamülü ve tekamül edildikçe idrak düzeyinin artışını simgeler. Yolcu, dağı dolana dolana,yani spiral çizerek çıkar. Spiralin her halkası bir aşamanın tamamlanışını ve irtifa kaydedildiğinden görüş alanının artışını yani idrakin ve anlayışın artışını simgeler. Dağın zirvesine yakın biri ile dağın henüz eteklerindeki birinin görüş alanı bir değildir. Dağın zirvesi ise, Dünya okulundaki insanlar için ulaşılması gereken tekamül hedefini, Dünya Okulu Hakikatini simgeler.
.
__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
|