Birgün Bâzerây'a, ufku kaplayan kalabalık bir çekirge sürüsü uğradı. Çekirge sürüsünün
önünde, bir çekirgeye binmiş bir adam vardı ve:
- La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah, her nimet Allahü Teâlâ'dan dır ” diye olanca sesiyle bağırıyordu. Diğer çekirgeler de kendisine tâbi
oluyordu. Bu sırada Matar-ül-Bâzerâyî hazretleri zaviyesinin kapısından dışarı çıkıp:
- Ey Allahın askerleri! Geldiğiniz yere dönün!” buyurdu. Çekirge sürüsü geri dönüp gittiler. Büyük bir çekirgenin üzerinde bulunan o kimse de, havadan düşer gibi yere, Matar-ül Bâzerâyî hazretlerinin huzûruna (önüne) düştü. O kimseye:
- Ey kişi! Benim iznim olmadan, benim beldeme (şehrime) gelmene sebeb nedir?” diye sordu. O kimse ağlayarak ayaklarına kapanıp öpmeye, istiğfar etmeye, özür dilemeye başladı. Biraz önce kendisinde bulunan, fakat şimdi kaybolmuş olan manevî hâllerin kendisine tekrar verilmesi için yalvanyordu. Matar ül Bâzerâyî hazretleri ona,
- Kalk ve git!” buyurdu.
O kimse kalktı, havada ok gibi gitti. Çekirge sürüsü oradan ayrıldıktan sonra başka bir
beldeye gitti. Bundan sonra Matar-ül-Bâzerâyî hazretleri:
- Bunlar bitkileri ve zirâati helak edeceklerdi. Buna manî olmak için Rabbimden izin istedim. Rabbim de bana izin verdi” buyurdu.
Kabemizi böyle görmek üzücü.İnşallah tamamiyle temizlenir
__________________
Herkesin bir dönüm noktası vardır çünkü
Allah her kuluna yardım eder
|