22.12.18, 17:22
|
|
Bilgili Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28.11.18
Bulunduğu yer: Henüz dünyada
Mesajlar: 482
Etiketlendiği Mesaj: 409 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Sin Nickli Üyeden Alıntı
HÜDDAM NEDİR
Hüddam cin taifesinden olan ve görünümleri ile insanları andıran olağanüstü varlıklardır. Hüddamlar cin taifesinden olduklarından iyi ve kötü karaktere sahip olabilirler. İradeleri vardır yani kendi kaderlerini kendileri çizerler. Bu itibarla da yaptıkları her türlü eylemden dolayı sorumludurlar. Hüddamlar, fiziki alemin ötesine geçebildikleri için insanlardan farklı olarak mucizevi sayılabilecek pek çok özelliklere sahiptirler.
Uzun mesafeleri çok kısa bir zamanda kat etme, taş duvarlardan geçme, bir insanın hafızasından çok daha güçlü bir belleğe sahip olma, başka kılıklara girerek şekil değiştirebilme gibi olağanüstü özellikleri vardır.
Sahip oldukları yetenekler bakımından insanlardan üstün olan hüddamlar ne gariptir ki duygular söz konusu olduğunda insanlarla büyük benzerlikler göstermektedirler. İnsanlar gibi, aile bağları vardır, insanlar gibi sevip aşık olurlar, insanlar gibi birbirlerini kıskanırlar ve elbette ki insanlar gibi durup dinlenmeden kavga ederler hatta bazen ordular kurarak savaşırlar.
Hüddamların duygu dünyalarında en garip özellik ise bazı hüddamların yatılışlarına uymamasına rağmen insanlara aşık olmalarıdır. Aşık hüddamlar belki de kainatın tanık olduğu en ilginç varlıklardır. Çünkü bir hüddamın bir insana aşık olması beraberinde vefa, sevgi, şehvet ve acı gibi pek çok duyguyu getirmektedir. Zira aşık olan hüddam bütün yaratılış kodlarına karşı isyan etmiş ve “olmaması gereken bir davranış” sergilemiştir.
Hüddam nasıl bir fiziksel görüntüye sahiptir?
Hüddamlar, kadın ya da erkek olabilirler. Ancak dış görünüşleri bakımından bir hüddamın kadın mı erkek mi olduğunu çoğu zaman tespit etmek mümkün değildir. Çünkü insanlarda kadını erkekten ayıran pek çok estetik vücut hattı vardır ve bu hatlar kadını erkeğin gözünde daha çekici kılmaktadır. Aynı şekilde insanlarda erkeklerde kadınlardan farklı olarak “güç” belirtisi sayılabilecek pek çok fiziksel özellik mevcuttur.
Hüddamlarda ise bütün vücut hatları düzdür. Baş, kollar ve bacalar olmasına rağmen Hüddamlarda vücut detayları yoktur. Kısaca tasvir etmek gerekirse “İnsan şeklindeki bir hamur kalıbından çıkmış ve hiçbir detayı çizilmemiş heykel taslağına benzerler.” demek isabetli bir yaklaşım olacaktır.
Hüddamlarda yüzde gözler ve ağız dışında hiçbir detay yoktur. Yani bir hüddamda kulaklar, burun veya yüz çizgileri bulunmaz. Hüddamların elleri ve ayakları parmaksızdır. Hüddamların en önemli özelliklerinden birisi de saçsız olmalarıdır. Erkek hüddamların kafa derisi mavi, kadın hüddamların ise bordo rengindedir.
Burada hüddam ile alakalı yaptığımız tarif sadece bazı kitaplarda geçen betimlemelerdir. Yoksa farklı kitaplarda çok farklı tarifler bulmak da mümkündür. Mesela Latin edebiyatlarında hüddamlar esmer, uzun boylu ve fiziksel olarak çok yakışıklı/güzel biçimde tarif edilirler. Ancak el yazması kitaplar ile gizli ilimler külliyatları taranırsa gerçeğe en yakın tarifin yukarıda belirttiğimiz hüddam tasviri olduğu görülecektir.
Bir hüddam bir insana aşık olabilir mi?
Hüddamlar normal şartlarda birbirlerine aşık olup evlenebilirler. Ancak bazen birbirine paralel akan yaşamlar (insanlar ile hüddamlarin yaşam evrenleri) kesişebilmektedir. Bu durumda insanlarla karşılaşan kimi hüddamlar, insanlara aşık olmakta ve kendi deyimleri ile “köle” haline gelmektedirler. Zaten hüddamlar aşık olan arkadaşları için “Özgürlüğünü yitirdi” “Köleleşti” gibi tabirler kullanmaktadır.
Hüddam aşık olacağı kadın ya da erkeği bulduğu andan itibaren önceki yaşamını tamamen bir kenara bırakır ve artık kendisini aşkına adar. Sevgilisi nereye giderse o da onu takip eder. Hiçbir zaman sevdiği kişinin yanında “görünür” olmaz. “Sevgili” kabul ettiği kişinin evlenmesine, çocuk sahibi olmasına ve yaşlanmasına şahit olur. Ancak kendisi hiçbir zaman sevgilisi ile birlikte olamaz. İşte bu sadece izlemek ve yaşamına tanık olmak ama onunla hiçbir şey paylaşmamak hüddam için “aşk”tır.
Hüddam aşk için büyük bedeller öder?
Hüddamlar normal durumlarda asla aynı kentte iki gece üst üste kalamazlar. Onlar dünyanın etrafını “saat ibresin tersi yönünde” bütün ömürleri boyunca dolaşıp dururlar. Eğer ikinci gece de aynı kentte dururlarsa korkunç işkencelere maruz kalırlar. Bu işkencelerin en bilineni hüddamın bütün etinin kemiklerinden canlı canlı koparılmasıdır. Yani hüddamın vücudundan etler parça parça alınarak hüddamın kemikleri kalana kadar işkence yapılır ve bu işkence sabahın ilk ışıklarına kadar devam eder.
Hüddam, ertesi gün akşama kadar sevgilisini son gün görüyormuşçasına onu büyük bir sevgiyle izler. Ancak akşam karanlık çöktüğünde gitmek içinden gelmez. Aynı şehirde kalmaya devam eder. Bu durum sevgili olarak kabul ettiği kişinin vefatına kadar her gün böyle devam edip durur. Yani her gece korkunç işkencelerle sabah beklenir, gündüz ise sevgilinin varlığı ile teselli bulunur.
Hüddamların 40 günlük yas duası ne demektir?
Hüddamlar sevgili olarak belirledikleri kişi vefat ettiğinde onun mezarı başında 40 gün boyunca diz çökerek otururlar. Bu kırk gün zarfında durup dinlenmeden aşık oldukları sevgilileri için dua ederler. Hüddamların bu duası aslında dini bir niyaz değildir sadece duyguların farklı bir yolla dışavurumudur.
Çoğu zaman bir ömür boyu birlikte yaşayan çiftler daha ölümün üzerinden birkaç hafta geçmeden normal yaşamlarına dönerler. Çünkü insanların dünyasında ölüm “alışılabilir” bir durumdur. İnsanların çok büyük bir kısmı yaşanan onca ortak anıya rağmen ölüm hadisesinden sonra normal yaşamına kısa bir süre sonra dönebilmektedir.
İşte hüddamlar insanların bu vefasızlığını bir türlü anlayamazlar ve insanları “kendi zevkleri için seven bencil yaratıklar” olarak isimlendirirler.
Kırk günlük yas ve dua dönemi bittikten sonra hüddamlar tekrar her gün bir şehir değiştirecek biçimde dünyanın etrafını dolaşmaya başlarlar. Ancak bu sefer eskiden olduğu gibi saat ibresinin tersi yönde hareket etmezler. Diğer hüddamların aksine bir istikamet gözeterek dünyanın etrafını dolaşırlar.
Böyle davranmalarındaki amaç kardeşleri, anne-babaları ve arkadaşları olan hüddamlarla dünyanın etrafını dolaşırken yüz yüze gelip selamlaşmak istemeleridir. Çünkü hüddamlar aşk acısından kurtulmanın tek yolunun “sabretmek ve dost yüzlerle selamlaşmak” olduğuna inanırlar.
|
Allah razı olsun hocam güzel paylaşım olmuş
__________________
Sen Kendine Dost Ara Düşmanı Anan Bile Dogurur
M.A.Ersoy
|