Alıntı:
yaralii Nickli Üyeden Alıntı
Arabîdeki harflerin karşılığı lâtin harflerinde yoktur. Arabide üç tane, S, üç tane Z harfi vardır. Bir kalın Zı, ikinci ince okunan Ze, üçüncüsü Zâl'dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükü' tesbîhinde Zı ile (azîm) denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile ya'ni zâl ile (azîm) denilirse, Rabbim benim düşmanımdır mânâsına gelmektedir. Kur'ân-ı kerîmi lâtin harfi ile öğrenip okuyan, bu üç harfi ayıramıyacağı için namazı sahîh, geçerli olmaz.
Bunun için, her müslümanın namaz kılacak kadar sûreleri, duâları, düzgün okumasını bilen birinden mutlaka öğrenmesi lâzımdır. Bunları lâtin harfleri ile düzgün olarak ezberlemek mümkün değildir. Kur'ân-ı kerimi de mutlaka aslından okumaladır. Aslından okunmazsa, sevap kazanalım derken, günâha hattâ küfre girilebilir.
|
söyledikleriniz doğru lakin şurada düşünce olarak ayrılıyoruz..evet doğrusunu öğrenmek gerekir lakin bu düşünce insanı ibadetten uzaklaştırır..doğrusunu öğrenmeye çalışmalı fakat yapılan ibadetten şüphe etmemek ve vesveseye kapılmamak gerekir.yıllarca ibadetler konusunda çok keskin çizgiler çizildi halbuki islamiyet samimiyet ve insanın yaradılışına uygun bir dindir.Bende şunu eklemek istiyorum size namazın farzlarından biri istikbali kıbledir..lakin hastanede yatan ve buna imkan bulamayan biri tıpkı istikbali kıblede gibi niyetlenip namazını kılmalıdır..esneklikler vermeliyiz yoksa zorlaştırmış oluruz..Benimde size bir sorum var...namaz vaktini zamanında kılamayan bir müslüman bunu kazaya bırakmasımı doğrudur ? yoksa cem etmesimi ? biliyorsunuz (hanefi mezhebinde alimler iki durumda cem edilir diyorlar savaş ve hac..)
Kolaylaştırınız! zorlaştırmayınız!müjdeleyiniz !nefret ettirmeyiniz! birbirinizle anlaşın ve ihtilafa düşmeyiniz.