İRŞADİ BABA HAZRETLERİNİN KİLİSE DAMINDA EZAN OKUMASI
Oruçbeyli köyüne yerleşen İrşadibaba köye imam olduktan sonra köyde bulunan kilisenin damına çıkarak ezan okumaya başlar. ezanı duyan köydeki müslüman halk ile kilisenin sahibi ermeniler hayretle bu olayı seyrederler. Ermeniler sinirlenerek doğruca Erzurum’a gidip İrşadi Baba’yı Vali’ye şikayet ederler. Aynı zamanda hediyeler verdikleri Vali hayret ve kızgınlığını gizlemeyerek hemen bir celp çıkartıp İrşadi babayı Erzurum’a mahkemeye çağırtır. Clep üzerine Erzurum’a gelen İrşadi baba, Vali’nin huzuruna çıkartılır. “Şu seme adam mı kilisenin damına çıkıp ezan okudu, bütün bunları bu adam mı yaptı ? “ diyerek hiddetlenir ve bağırır, çağırır. bu anda valinin hiddeti kursağında kalır. Çünkü velinin kerameti zuhur etmiştir. İrşadi Baba’nın azametinden dolayı yerde kaskatı kesilen valinin alt dudağı çatlayarak, göğsüne doğru kan akmaya, aynı zaman da bina sallanmaya başlar. durumu anlayan vali İrşadi Baba’nın ellerine sarılarak ağlamaya başlar ve özür diler. “Babacığım sen köye git, kiliseyi cami yapıp ibadetinize devam edin, bizede hayır duada bulunun.” diyerek ermenilere döner. “Alın bu hediyelerinizi ve buradan gidin. köyde başka bir kilise yapın ve bir daha bana şikayete gelmeyin.” diyerek makamına oturur. İrşadi Baba Hazretleri kendisine SEME diye hitap eden valiye şu beyiti söyler.
EBYAT – I İRŞADİ BABA
Abdal arayıp gezerim
Ariflerin casusuyam
Suretime bakma benim
Siretimin namusuyam
Ben mey doldurur kanarım
Teşneye bade sunarım
Çakmak taşında yanarım
Gürgen kavı kurusuyam
İbrişim ipek teniyem
Hiçbir güzel eymez beni
Bir anka tüccar malıyam
Hiçbir tüccar çekmez beni
Ağrı Dağı tartmaz beni
Bin pehlivan eğmez beni
Her bir kotan sökmez beni
Devri Adem harusiyam
Ben huban yanık değilem
Ölmüş uyanık değilem
Ben boz bulanık değilem
Akan sular durusiyam
İrşadi’ye derler seme
Attı gamı düştü deme
Hu çektiğim bir ademe
Aman vermez arusiyam