ikinci boyut (içgüdüleriyle hareket eden varlıklar)
İ K İ NC İ BOYUT:
İkinci boyut varlıklarının da zihinsel sistemleri bizden yavaştır. Temel olarak beslenme, cinsellik yani üreme ve yok etme yani savaş içgüdüleriyle sınırlıdırlar. Bizdekine benzer bir ego, vs. gibi duyguları yoktur. Aslında tekamül açısından onlardan pek az bir farkımız olduğunu söyleyebiliriz. İkinci boyut varlıklarının düşünce aktarımında bulunabilmeleri yani diğer boyutlarla bilgi alış verişleri yoktur. Kendi içlerinde bazı değişimler söz konusu olabilir fakat bunun için de üçüncü boyut varlıklarına ihtiyaç duyarlar. Tek başlarına fazla bir gelişme gösteremezler. Bunlara rağmen İkinci boyut varlıkları ve İkinci boyut asla gereksiz değildir. Bütün galaksi sistemlerinde İkinci Boyut varlıkları vardır. Bunlar kendi içlerinde ve Boyut sistemlerinde belli bir ekolojik dengeye göre haraket ederler. Bu varlıklar Üçüncü boyut tarafından kullanılmak üzere programlıdırlar. Yani Özenerji bunu böyle uyarlamıştır. Sadece bizim paralelimiz değil, bütün 3. Boyut gurubu için bu geçerlidir. Bizim paralelimiz ve bizim dünyamız bu durumdan belki de en az haberdar olanlardan birisidir.
2. Boyutu tek yönlü düşünce boyutu olarak nitelendirmek de mümkündür. Buradaki varlıkların haraket kabiliyetleri olmasına rağmen düşünce kabiliyetleri yoktur. Sadece verileni uygulayabildikleri için de buradaki varlıkların majikal çalışmalarda yardımcı olarak kullanılmaları mümkündür. Kblan kitabında anlatılan bütün kat çalışmalarının büyük bir bölümünde görülen varlıklar 2. Boyut varlıklarıdır. Özellikle 4. Kat çalışmalarında görülen yardımcı varlıklar ve Sıfır katındaki mesela, Yaki ismiyle tanınan varlık 2. Boyut varlığıdır. Bunlar da gene içgüdüsel ve saldırgan davranışlar içinde olan varlıklardır.
Yukarda 2. Boyut varlıklarının tekamül edebilmek için 3. Boyut varlıklarına gerek duyduklarını belirtmiştik. Hem bunun ne şekilde olabildiğine, hem diğer boyut varlıklarının nasıl olup da bizim tarafımızdan kullanıldıklarına ve hem de bu tekamüle örnek olarak Yaki konusundan biraz daha detaylı bahsetmek gerekmektedir.
Yaki , sıfır katında ilk rastladığımız varlıklardan biridir. İlk andaki görünümü dehşet vericiydi. İriyarı, adaleli fakat deforme bir vücut, goril gibi uzun kollar, elinde tuttuğu uzun bir mızrak ve hepsinden kötüsü timsah ve yaban domuzu karışımı bir yüzü vardı. Bütün bunlar bulanık bir şekilde görülüyordu. İlk karşılaşmada Yaki, bütün konsantremizi bozacak şekilde korkunç çığlıklarla saldırdı ve Saki bizi uzaklaştırmasaydı ne yapacağımızı bilemezdik.
Sonraki çalışmalarda Yaki ile bir çok defa karşılaştık. Üzerinde çalışmalar yaptğımız bazı insanların formlarını Yaki'ye verdik. O da bunları alıp kendi bünyesine dahil etti. Söz konusu insanlar fizik planda ani kötülüklerle karşılaştılar. Hayatları bir anda altüst oldu. Buna karşılık Yaki formu gün geçtikçe, bir anlamda evcilleşti. Zamanla daha gelişmiş bir varlık izlenimi vermeye başladı. Görünümü inceldi ve sonunda düzgün adeleleri olan çok mükemmel bir bedenle görülür oldu. Kafası, yelesi olan bir erkek arslan başı haline geldi. Sadece ön kollarının yarıdan aşağısı pullu bir deriyle kaplıydı ve el yerine korkunç pençeleri vardı. Bacakları da, kaval kemiklerinin yarısından aşağısı pullu şekilde kaldı. Son gördüklerimizde düşünce yapısı yani zihinsel olarak da gelişmiş, daha bir bağımsızlık kazanmış gibiydi.
Yaki formunun gerek ilk görünümünün ve gerekse son hâlinin tabi ki bizim müşterek bilinçaltımızın yarattığı, daha doğrusu karşılaşılan enerjiye, onun uyandırdığı vibrasyona yakıştırdığı imajlar olduğunun farkındaydık. Aslında Yaki isminin bile bizim bilinçaltımızdan, Saki isminden çağırıştırılarak çıkartılmış bir isim olduğunu biliyoruz. Ancak şu kesin ki, yabancı bir enerji türü ile karşılaşmıştık ve ilk karşılaşmada saldırgan olan bu enerji zamanla dost ve hatta uşak olmuştu. Yaki'deki değişimi ilk başlarda ona verilen insan formlarından çektiği enerji yüzünden zannetmiştik. Çünkü Yaki'nin en baş fonksiyonu insanların enerjilerini sömürmek, çekip almaktı. Sonraki konuşmalarımızda Saki bunun kısmen doğru olduğunu fakat değişimin bizimle devamlı kontak halinde olmaktan, bizden alınan bir gelişme olduğunu söyledi. Burada söz konusu olan bu, Boyut konuları açılana ve Boyut varlıklarından bahsedene kadar Yaki konusu ile ilgilenmedik. Şimdi Yaki olayını daha iyi anlayabilmekteyiz.
Her boyutun ya da her paralelin kendisine has ayrı bir Astral âlemi ya da katları vardır. Yaki veya eğer bir ismi varsa, gerçek ismi her ne ise o, bir 2. Boyut varlığıdır. Onun gerçek fizik bedenini ele almamız ve kullanmamız zaten kat çalışmaları seviyesinde imkansızdır. Biraz karışık bir anlatım da olsa, biz Yaki'nin kendi Astral katlarındaki enerjisini, kendi katlarımıza çekerek kullanmış oluyoruz. Bu durumun da ne gerçek Yaki ve ne de biz bilinçli olarak farkındayız. Biz Yaki ile çalıştıkça sanki ona bir bedel öder gibi gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Gelişme Astral enerjiden 2. Boyuttaki gerçek Yaki'ye yansıyor ve onda da bazı gerçek gelişmeler söz konusu oluyor. Sonuçta iyi bir alış veriş oluyor.
İşte 2. Boyut varlıklarının, 3. Boyut varlıklarının yardımı ile gelişmelerinin basit bir örneği. Başka paralellerde ve seviyelerde 2. Boyut varlıkları ile 3. Boyut varlıklarının fiziksel olarak birbirlerinin boyutuna geçerek karşılaşmaları ve daha farklı tekamüllere sebep olmaları da mümkündür.
__________________
Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan.
Sen erken davran ölmeden önce uyan.
|