Hurufu Mukatta Hakkında Müfessirlerin 10 Görüşü
Hurufu Mukatta Hakkında Müfessirlerin 10 Görüşü
sizler için hazırladığım listede “Huruf-u Mukatta” hakkında müfessirlerce kabul edilen en yaygın 9 görüşü ve oryantalist yorumunu okuyacaksınız. Kuran-ı Kerim’in tefsircilerinin henüz tam bir ittifakla bir görüşe bağlayamadığı bu harfler bin dört yüz yıldır sırrını koruyor. Tabi ki en doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
Hurufu Mukatta ile ilgili görüşlere geçmezden evvel, şu soruyu cevaplandıralım: Hurufu Mukatta nedir? Ne demektir?
Hurufu Mukatta, “Kesik Harfler” demektir. Kuran-ı Kerim’in bazı surelerinin başında bulunan ve ard arda gelen ama ayrı okunan münferit harflerdir. Örneğin, Bakara suresindeki Elif, Lam, Mim gibi... Taha Suresinin başındaki Ta, Ha da Huruf-u mukatta’ya bir örnektir. En uzun Hurufu Mukatta beş harf ile Meryem Suresinin başında bulunur ve Kaf, Hâ, Ya, Ayn, Sad harflerinden oluşur.
Kuran-ı Kerim’de 29 surenin Huruf-u Mukatta ile başladığını da belirterek bu harflerin tefsiri hakkında en yaygın 9 görüşü, en son olarak oryantalist yorumlarını listelemeye geçelim:
1. Hitabet Öğesi Olarak Kullanıldığı Görüşü
Bu görüşü savunan Müfessirler, huruf-u mukattanın o zamanın Arap toplumunda hitabete başlamak için kullanılan bir yöntem olduğunu söylerler. Buna göre konuşmacı, dikkatleri üzerine çekmek için, konuşmasına başlamadan evvel bazı harfleri söyleyerek dinleyicinin ilgisini kazanmaya çalışırdı.
Bu görüş, başta biraz tuhaf gibi görünse de peygamber efendimizin (s.a.v) hurufu Mukatta hakkında hiçbir tefsir yapmaması, bununla ilgili bir hadis olmaması, sahabenin bu konuyu merak etmemesi, dolayısıyla o zaman ve şartlar için hurufu mukattanın çok kullanılan, herkes tarafından bilinen ve kabul edilen, günlük bir hitabet yöntemi olup sorgulamaya gerek olmadığını gösteriyor.
2. Esma’ül Hüsna’yı Temsil Ettiği Görüşü:
Hurufu Mukatta’nın Allah’ın (c.c.) isimlerine göndermede bulunduğunu dile getiren yorumdur. Bu görüşü savunan âlimlere göre örneğin Elif-Lam-Mim’deki, Elif harfi “Allah” ismine, Lam harfi “Latif” ismine ve Mim harfi de “Mecid” İsminin tecellisidir.
Bu görüş haklı gibi görünse de bu konuda hâlâ tamamlayamadığımız bir nokta var. O da Huruf-u Mukatta harflerinden Yasin Suresindeki “ye” harfinin ve Taha Suresindeki “Tı” harfinin Esma’ül Hüsna’daki hiçbir isme karşılık gelmemesidir.
3. Kuran’ın Sihir ya da Büyü olmadığını kanıtladığı görüşü
Bu görüşü dile getiren müfessirlere göre, hurufu Mukatta; Mekkeli Müşriklerin Kuran-ı Kerim’in belagati, icazatı ve insanları tesir altına alma gücü yüzünden ona sihirdir, büyüdür diye itiraf atmasına, Allah tarafından yapılan bir meydan okumadır. Hurufu Mukatta ile Mekkeli Müşriklere Kuran ayetlerinin de onların kullandıkları basit harflerden oluştuğunu yüzlerine vurulmaktadır.
Yani Allah (c.c.) Hurufu Mukatta kullanarak, Mekkeli müşriklere şöyle demiş oluyor: “Sihir deyip duruyorsunuz fakat işte Kur’an-ı Kerim neticede A,B,C gibi sizin de bildiğiniz harflerden oluşmaktadır. O halde, hadi en mahir büyücülerinizi çağırın onlar da elifbayı kullanarak birer sure meydana getirsinler…“
En doğru gibi görünen bu görüşün, illa ki doğruluk payını engelleyen bir şey bulmalıysak, şunu söyleyebiliriz: Hurufu Mukatta ile başlayan bütün sureler Mekke’de inmemiştir. Örneğin Ali İmran suresi Medine’de de inmiştir. Üstelik Ali İmran suresinin peygamber efendimize (s.a.v) gelen Hristiyan Necran Elçileri üzerine inmeye başladığı nakledilir. (Hicretin üçüncü yılı)
4. Ebced, Cifr vb… Hesabıyla Alakalı Olduğu Görüşü
Bu görüş, adı üstünde bu harflerin, bir takım Ebced, Cifr gibi hesaplamalarla gizli bilgileri, ya da önemli tarihleri refere ettiği konusundadır. Bu görüşü savunan müfessirler bulunmasına rağmen, İslam Dünyası hurufu mukattanın Ebced hesaplamalarıya ilgili tatmin edici matematiksel bir sonuca ulaşılamamıştır.
Yine de bu konuda, hurufu Mukatta ile olmasa bile, diğer ayetler ile âlimlerin yaptığı bazı girişimlerden çıkan sonuçlarda şaşırtıcı olabilmektedir. Örneğin, İstanbul’un fethi için Molla Cami, Kuran-ı Kerim’de bir ayette geçen “beldetün tayyibetün” (güzel-hoş-temiz şehir) sözünün ebcedinin 857’ye (m.1453) denk geldiğini söyleyerek İstanbul’un fethinin müjdelediğini dile getirmiştir.
Ebced ve diğer hesaplama yöntemlerinin kendilerinin bile başlı başınca dindeki yeri İslam âlimlerince zaten ihtilaflı bir konuyken, işin gizem yönüne bakan bu görüş de biraz muallâkta kalıyor gibi. Yine de en doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
5. Başına geldiği Surenin Bir Özeti Olduğu görüşü:
Bu görüşe göre, Huruf-u Mukatta, başından bulunduğu surenin bir özeti olup, bu özeti ancak, Allah (c.c), Peygamber efendimiz (s.a.v), Cebrail (a.s) ve peygamber efendimizin bildirdiği kişiler anlamaktadır.
Fakat bu görüşün temeli İslam âlimlerince zayıf kabul edilmektedir. Zira Kuran-ı Kerim insanların okuması ve anlaması için gönderilmiş bir kılavuzdur. Özet dahi olsa anlaşılmayacak bir şeyin kitapta yer almasına mana verilememektedir.
Yine de huruf-u mukattanın birer müteşabih ayet olduğunu ve manalarını Rasihlerin anlayabileceğini (yani bunların sırrını anlayan insanoğulları vardır) anti-teziyle yerini sağlamlaştırabilir.
6. İsmi Azamın Harfleri Olduğu Görüşü:
Bir başka görüşe hurufu mukatta, Allah'ın en büyük ismi, ismi azamın harflerinin dağıtılmış şeklidir. Bilindiği gibi ehli sünnet ekolünde ismi azam, esma'ül hüsna içinde en faziletli fakat gizli bir isimdir.
Bu görüşe bir örnek verelim: Elif Lam Ra, Ha-Mim ve Nun hurufundan EL-RRAHMAN ismi çıkmaktadır. (Oradaki Lam harfi okunmaz, R harfi şeddeli olur, bu tür harflere birşey deniyordu ama unuttum, aklıma gelince yazacağım.)
İsmi azam henüz bilinmediğine göre Hurufu Mukatta kombinasyonları kurulurak Allah'ın kaç ismi yazılabilir acaba? Hayırsever bir islam araştırmacısı kağıdı kalemi eline alıp hesaplasa ya. Gerçi hesaplanmıştır ama. Birilerinin bulup çıkarması gerek.
7. Allah'ın zati isimleri ve sıfatlarının olduğu görüşü
Bu görüşe göre harflerden bazıları Allaj'ın zati isim ve sıfatlarının içinde yer aldığı birer cümledir. Örneğin Elif Lam Mim, "En ALLAH ALIM" (Ben Allah'ım, bilirim) ya da Elif Lam Ra, "EN ALLAH ERA" (Ben Allah'ım, görürüm) demektir.
Bu yazdıklarım arapça yazılsa daha açıkça görülecek ama latin harfle yazdığımız zaman etkisi pek kalmıyor.
8. Sureler arası ayırma işi gördüğü görüşü
Bazı müfessirlere göre Huruf-u Mukatta, sureleri birbirinden ayırmak için kullanılmıştır. Çünkü Arap Edebiyatında kaside bitiminde şair diğer şiire geçtiğini göstermek için bir sonraki şiirin başına bir kaç edat yazardı.
Zayıf bir ihtimal, çünkü eğer öyle olsaydı bütün surelerin önünde hurufu mukatta olmalı değil miydi? Üstelik biri hariç , bütün sureleri ayıran Besmeleler de var.
9. Varlıkların Kısaltmaları Olduğu Görüşü:
Bu görüşe göre, Hurufu Mukatta harfleri Allah'ın ve diğer varlıkların kısaltmalarıdır. Örneğin Elif Allah; Lam Cebrail; Mim, Muhammed (s.a.v) demektir.
Bu görüşe göre diğer hurufun ne olduğu baktığım kaynaklarda yazmıyordu. Yalnızca üçü için örnek verilmiş. Dolayısıyla bu da mesnetsiz bir yoruma benziyor.
10. Hurufu Mukatta hakkında Oryantalist Görüşler:
Hurufu Mukatta hakkında oryantalistler de boş durmamış ve kendince yorum yapmayı ihmal etmemişlerdir. Örneğin, bu harflerin peygamber efendimizin (s.a.v) hastalığı sırasında sayıkladığı kelimelerden ibarettir. (Oryantal görüş, Peygamber efendimize vahiy gelmediğini ve onun sara hastası olduğunu düşünür.)
Müşteşriklerin Diğer bir komik iddialarına göre, bunlar Kuran-ı Kerimi yazıya aktaran sahabenin isimileri, işaretleri vb... karalamalarıdır.
Yazının oluşturulmasında, dolaylı yoldan başvurulan Kaynaklar şunlardır:
1.Davud Aydüz, Yasin Suresi Tefsiri, Kaynak Yayınları
2.Seyyid Kutub, Fi Zilal’il Kuran, Dünya yayınları
3.Vikipedia
4 ruzname
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|