Yönelenlerin Münaacatı
Bu Münacat İmam Zeynulabidin (A.S)'ın Hamse Aşere Diye Meşhur Olan Münacatlarındandır. Allame Meclisî “Biharu'l-Envar"da şöyle kaydetmiştir:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمـنِ الرّحَيـمِ
اِلهٰي اِنْ كانَ قَلَّ زادي فِي الْمَسيرِ اِلَيْكَ فَلَقَدْ حَسُنَ ظَنّي بِالتَّوَكُّلِ عَلَيْكَ، وَاِنْ كانَ جُرْمي قَدْ اَخافَني مِنْ عُقُوبَتِكَ فَاِنَّ رَجائي قَدْ اَشْعَرَني بِالأَمْنِ مِنْ نِقْمَتِكَ، وَاِنْ كانَ ذَنْبي قَدْ عَرَضَني لِعِقابِكَ فَقَدْ آذَنَني حُسْنُ ثِقَتي بِثَوابِكَ، وَاِنْ اَنامَتْنِي الْغَفْلَةُ عَنِ الاِسْتِعْدادِ لِلِقائِكَ فَقَدْ نَبَّهَتْنِي الْمَعْرِفَةُ بِكَرَمِكَ وَآلائِكَ، وَاِنْ اَوْحَشَ ما بَيْني وَبَيْنَكَ فَرْط الْعِصْيانِ وَالطُّغْيانِ فَقَدْ انَسَني بُشْرَى الْغُفْرانِ وَالرِّضْوانِ، اَسْأَلُكَ بِسُبُحاتِ وَجْهِكَ وَبِاَنْوارِ قُدْسِكَ، وَاَبْتَهِلُ اِلَيْكَ بِعَواطِفِ رَحْمَتِكَ وَلَطائِفِ بِرِّكَ اَنْ تُحَقِّقَ ظَنّي بِما اُؤَمِّلُهُ مِنْ جَزيلِ اِكْرامِكَ، وَجَميلِ اِنْعامِكَ فِي الْقُرْبى مِنْكَ وَالزُّلْفى لَدَيْكَ وَالَّتمَتُعِّ بِالنَّظَرِ اِلَيْكَ، وَها اَنـَا مُتَعَرِّضٌ لِنَفَحاتِ رَوْحِكَ وَعَطْفِكَ، وَمُنْتَجِعٌ غَيْثَ جُودِكَ وَلُطْفِكَ، فارٌّ مِنْ سَخَطِكَ اِلى رِضاكَ، هارِبٌ مِنْكَ اِلَيْكَ، راجٍ اَحْسَنَ ما لَدَيْكَ، مُعَوِّلٌ عَلى مَواهِبِكَ، مُفْتَقِرٌ اِلى رِعايَتِكَ، اِلهٰي ما بَدَاْتَ بِهِ مِنْ فَضْلِكَ فَتَمِّمْهُ، وَما وَهَبْتَ لي مِنْ كَرَمِكَ فَلا تَسْلُبْهُ، وَما سَتَرْتَهُ عَلَيَّ بِحِلْمِكَ فَلا تَهْتِكْهُ، وَما عَلِمْتَهُ مِنْ قَبيحِ فِعْلي فَاغْفِرْهُ، اِلهٰي اِسْتَشْفَعْتُ بِكَ اِلَيْكَ، وَاسْتَجَرْتُ بِكَ مِنْكَ، اَتَيْتُكَ طامِعاً في اِحْسانِكَ، راغِباً فِي امْتِنانِكَ، مُسْتَسقِياً وابِلَ طَوْلِكَ، مُسْتَمْطِراً غَمامَ فَضْلِكَ، طالِباً مَرْضاتَكَ، قاصِداً جَنابَكَ، وارِداً شَريعَةَ رِفْدِكَ، مُلْتَمِساً سَنِيَّ الْخَيْراتِ مِنْ عِنْدِكَ، وافِداً اِلى حَضْرَةِ جَمالِكَ، مُريداً وَجْهَكَ، طارِقاً بابَكَ، مُسْتَكيناً لِعَظَمَتِكَ وَجَلالِكَ، فَافْعَلْ بي ما اَنْتَ اَهْلُهُ مِنَ الْمَغْفِرَةِ وَالرَّحْمَةِ وَلا تَفْعَلْ بي ما اَنَا اَهْلُهُ مِنْ الْعَذابِ وَالنَّقْمَةِ بِرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ .
Bismillahirrahmanirrahim
Ey Rabb'im! Sana doğru gelişimde azığım az da olsa ancak sana te-vekkül etmekle iyimserim. Eğer suçum senin cezandan beni korkutuyor-sa umudum, senin cezana karşı güvence veriyor. Eğer günahım beni se-nin ateşine sunuyorsa, güzel güvenim sevabına yönlendiriyor. Eğer gaflet beni, likana hazırlanmaktan alı koyuyorsa senin kerem (lütuf) ve gizli nimetlerine olan marifet ve inancım beni uyandırıyor. Eğer günah ve az-gınlığın aşırılığı beni senden uzaklaştırıyorsa mağfiret ve rızvan (hoşnut-luk) müjdesi beni sana ısındırıyor. Cemalinin ve kudsiyetinin nurların hürmetine senden istiyorum; rahmet gölgeleri ve ihsanının incelikleri hürmetine sana yalvarıp yakarıyorum ki sana yakınlaşmada, indine var-mada cemaline nazar etmekle büyük ikramına ve güzel nimetlerine olan zannımı gerçekleştir.
Şimdi şefkat ve rahmet esintilerine kendimi hedef kılıyor, senin rah-met ve bağış yağmurunu arıyorum. Senin gazabından rızana, senden sana kaçıyorum. Ümidim, senin indinde en iyi olan şeye kavuşmaktır. Bağışına güvenim var. Senin korumana muhtacım.
Ey Rabb'im! İlk olarak fazl ve kereminle beni andın; öyleyse bu nime-tini tamamla, kereminden bana yaptığın bağışı geri alma; kendi sabrınla günahlarımın üzerini örttün; bu perdeyi yırtma. Benden bildiğin çirkin amellerimi bağışla.
Ey Rabb'im! Senden sana şefaat talep ediyorum (kendin hakkına beni bağışlamanı istiyorum.) Senden sana sığınıyorum. İhsanına göz di-kerek, nimetlerine meylederek, rahmet yağmurunla kanmayı ve fazilet bulutunda yağmuru yağdırmanı dileyerek, hoşnutluğunu talep ederek, cenabınıza yönelerek, bağış nehirlerinin kıyısına gelerek, indinde olan en yüce hayırları dileyerek, yüce cemaline gelerek, vechini (müşahede et-meyi) isteyerek, kapını çalarak ve azamet ve celalinin karşısında eğilerek sana geldim. Bağış ve rahmetin hatırına benim hakkımda kendin layık olduğun şeyi yap, kendi rahmetin hatırına benim layık olduğum azap ve in-tikama beni müptela etme; ey merhametlilerin en merhametlisi!
|