Süryaniler
SÜRYANÎLER
Kitaplarda Diyor ki; İlk Millet Bunlardır. Zirâ Hazreti Âdem’in Evlâdının ve Sabiîyye Tâifesinin Dilleri Süryanîce idi. Her Ne Kadar Âdem Aleyhisselâm Birkaç Türlü Dil Bilip Evlâdının ve Neslinin Çoğuna Öğretip Aralarında O Diller Konuşulur idiyse de, Ekseriya Konuştukları ve Bilhassa Halkın Dili Süryanîce idi. Hazreti Şît, İdrîs ve Nûh Bâzıları Kavlince Hazreti İbrahim, Lût ve Yunus [Aleyhimüsselâm] da Hep Süryanî idiler. İsrailoğulları Ortaya Çıkıncaya Kadar Onlara Süryanî, Sonra Gelenlere İbranî Derler.
Tefsîrlerde Diyor ki; Süryanîce, Arapçaya Biraz Benzerdi. Misâl İbrahim Kelimesi Süryanîce Olup, Manâsı Eb-i Rahîm Yani Merhâmetli Baba Olup, Gerçekten İbrahim Aleyhisselâm da Bütün Âleme Merhâmetli ve Şefkâtli idi.
Muteber Kitaplarda Yazar; Nûh Tufanına Kadar, Bütün İnsanlar İki Fırka Olup, Biri Şît Aleyhisselâm’ın Evlâdı Olup Dağlarda Otururlardı. Hepsi Mü’min ve Müslim idi. Erkekleri Ekseriya Yakışıklı Olup, Kadınları O Kadar Değildi. İkinci Fırka, Âdem Aleyhisselâm’ın Oğlu Kâbil’in Evlâdı idiler. Kâbil, Kardeşi Habil’i Çekemediği İçin Zulmen Yani Haksız Yere Öldürünce, Kendisiyle İkiz Doğan Kardeşi İklimâ ile Merdud Olup Kovuldukta, Yemen’e Gidip Onunla Zinadan Evlâdı Çoğaldı. Hepsi Kâfir ve Kötü Kişiler Oldular. Bunların ise Hanımları Erkeklerinden Güzel idi. Sahralarda Şehirler Yapıp, Gece Gündüz Yeme İçme ve Eğlence Peşinde idiler.
Şît Aleyhisselâm’ın Evlâdı, Hazreti Âdem’in Vâsiyeti ve Tembihi ile Bunlara Karışmaz, Tamamen Ayrı Yaşarlar, Onlardan Nefret Ederlerdi. Daha Sonraları Şeytânın Aldatması ile Birtakım Sebeplerle Birbirlerine Yaklaşmaya, Bir Araya Gelmeye, Kaynaşmaya ve Nihâyet Kız Almaya Başlayıp, Nesilleri Karıştı. Yıldızları Barıştı. Mizaçları Alıştı. Kâbil’in Evlâdı Çoğalıp Her Tarafa Yayıldı. Aradan Çok Uzun Zaman Geçtikten Sonra Nûh Aleyhisselâm Bunları Dokuz Yüz Elli Yıl Îmâna Dâvet Etti. Sonunda Hakk Teâlâ’nın Gadâbı ile Bütün Kâfirler Tufanda Boğuldu ve İnsan Cinsinden Gemiye Binen Seksen Kişi Kurtuldu. Nûh Aleyhisselâm Bâbında Anlatılmıştı. Kitaplarda Diyor ki; Âdem Aleyhisselâm Hayatında, Kâbil’den Başka Diğer Oğulları ve Onların Nesli Hepsi Bir Millet ve Din Üzere Olup Sâlih ve Doğru Yolda Olup, O Kadar Temiz ve Dürüst ve Muttaki idiler ki, Melekler Bütün Müslümanlara İnsan Şeklinde Görünür, Musafâha ve Selâm Ederlerdi. Hazreti İdrîs Göğe Çekilinceye Kadar Hâl, Bu Minval Üzere idi. Hazreti Âdem, Şît, İdrîs ve Nûh’un [Aleyhimüsselâm] Şeriatları, Nesil ve Zürriyetlerinin Hâlleri Birinci Cildin Her Birinin Bâbında Geçmiştir. Hepsi Süryanî idiler.
[Mir’ât-i Kâinât]
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|