Evradın Kural ve Adabı
Eûzü billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Şimdi Evrâdlar hakkında bir açıklamada bulunalım ;
Vird; Belli vakitlerde itiyad edilerek yani devamlı olarak belli vakitlerde
Allâh için okunan nafile ibadetler, tesbih, duâ, belli sûreleri ve
âyet-i kerîmeleri okumaya denir.
Bunun çoğulu olarak da “Virdler” manasına gelen "Evrâd" denilir.
Her büyük evliyâ-ı kiram’ın, veliyullâhın, şeyh’lerin yani Havâs'ların
özel ilâhi ilham sonucu tertip ederek okumayı âdet ettikleri evrâdları
mevcuttur. Bunlara “Hîzb” de denilmiştir.
Evliyâullah, hem kendileri bunları itiyad haline getirerek okumuşlar
hem de onların müridleri okumuşlardır. Birçok evliyâullâh’ın kendi ismi ile
anılan evrâdları halen günümüzdede mevcuttur. Evrâdları, Hîzb’leri okumak
isteyen nasipkâr kimselere Evliyaullâh başlıca şu tavsiyeler de bulunmuşlardır:
*“Bu duâların” çok büyük faydalar sağlayacağına şüphesiz inanmalarını
yani hulûs-û kalb sahibi olmalarını,
*Halis samimi niyet etmelerini Allâh rızası için okumalarını,
*Abdestli olmalarını,
*Kıbleye yönelerek, belli vakitlerde özellikle de duâların manâları üzerinde
tefekkür ederek, içtenlikle ihlâsla okumalarını söylemişlerdir.
Böylelikle ancak evrâd-ı şerîflerin nûrlarından gereğince faydalanacaklarını
bildirmişlerdir.
Bizim de Cenâb-ı Hâkk’tan niyazımız;
Yazdıklarımızı okuyan misafirlerimiz, üyelerimiz ve okurlarımızın ve
yakınlarının, paylaşacaklarımızı bizlere göre hazine değerindeki
Evrâd-ı Şerîf’leri bu güne kadar okuyanlara, bu günden sonra da okuyacak
olanlara ve sizlere ulaştırmamıza vesile olanlara kadar hizmeti geçenlere
rahmet ve mağfiret etmesidir.
Özellikle de şeyhlerin içinde yegâne olarak şeyh’lerin en üstünü üstâdların
üstâdı; şeyhlerin şeyhi “Şeyhü’l Ekber” ünvanının sahibi Muhyiddîn-i İbni Arabi
Kuddise Sirrûh ve Abdü'l-Kadîr-i Geylâni Kuddise Sirrûh Hazretlerinin ve diğer
değerli şeyh ve seçkin zât olan Havâssların duâlarının sırlarından, nûrundan
gereğince faydalanmayı, hazmınla, şükrünle cümlemize nasib etmesini,
bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz hatalarımızı bağışlamasını Allâh'ın indindeki
en yüce ismini okuyanların ve isminin hürmetine dileriz.
Eûzü billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
Bismillâhirrahmanirrahîm
Kâle’ş-şeyhu’l-Ekberu ve’l-kibritu’l-ahmer
Ve’lezheru Seyyidi Eş-Şeyh Muhyiddîni Muhammed ibnu Aliyyi
İbni Ahmede’l-Mağriybiyyu Endulusiyyu nefeanallâhu bi ulûmihi fi'd-dünya
ve âhireh bi Muhammedin ve âlihi El-Hamdülillâhi alâ hüsni tevfikihi.
Şeyhu’l-Ekber, Kibrit-i Ahmer en parlak nur efendim ;
Şeyh Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Ahmed El-Mağribi El-Endulusi
Allâh dünya ve ahirette bizi onun ilimlerin ve onun muvaffak olduğu
şeylerden ve Muhammed Aleyhi's-selâm’dan ve Ehl-i Beytinden bizi
yararlandırsın şöyle demektedir:
“El-Hamdülillâhi alâ husni tevfîkîhi.
Ve es'eluhû’l-hidâyete ilâ sulûki tarîkihi.
Ve ilhâmen alâ tahkîkihi.
Ve kalben mûkiyna ilâ tasdîkihi.
Ve aklen nûraniyyen bi inâyeti tesbîkihi, ve revhan ravhâniyyen ilâ teşrîfi.
Ve nefsen mutmâinneten minel cehli ve fehmen lâmi’an bi'l-mâil fikri ve berîkihi.
Ve sirren zâhiren bi selsebîli’l-fethi ve rehîkihi.
Ve lisânen mebsûtan bi bisâti’l-bestı ve tervîkihi.
Ve fikren samiyen an zuhrûfi’l-fanî ve tezvîkihi.
Ve basîreten tuşâhidu sirre'l-vucûdi fî teğrîbi’l-kevni ve teşrîkihi.
Ve hevâssen salimeten bi mecarî errevhi tetrîki.
Ve fıtrâten tâhireten min zukâminnaksi ve tatbîki.
Ve karîhaten munkadeten bi zimâmi’ş-şer’i ve tevsîkihi.
Ve vakten musâiden li cem’ihi ve tefrîkihi.
Ve salâten ve selâmen alâ Muhammedin ve ferikihi.
Ve hulefâi min ba’dihi ve't-tabiîne sulûken tarîkihi.
Ve sellim teslîmen.
Emmâ ba’du fe inne'l-murade hüvallâhu fi’l-vucûdi ve'ş-şuhûdi ve hüve’l-maksûd.
Ve lâ inkâre ve lâ cuhûd.
Ve hüve hasbî ve ni’mel vekîl.”
Tevfikinin güzelliğinden dolayı hamdolsun Allâh’a...
Yolunda süluk etmeye iletmesini;
Hâkikatini ilham etmesini;
Tasdikine yakinen inanmış bir kalp,
Ezeli takdirinin inayetiyle nûrani bir akıl,
Rahmetiyle şerefli kıldığı bir rûh,
Cehaletten kurtulup itminane ermiş bir nefis,
Fikir kıvılcım ve parıldayışlarıyla aydınlanan bir anlayış,
Fetih pınarı ve halis içeceğiyle berrak kılınmış bir sır,
Ufkun geniş sergisiyle yayılmış apaçık bir lisân,
Fâni dünyanın çekici süslerinden ve zevklerinden öte yüce bir düşünce,
Varlığın sırrını evrenin batışında ve doğuşunda gözlemleyen bir basiret,
Rûh'un mecralarında ve yollarında akan salim bir duygu,
Ve noksanlık felaketinden ve sızmasından beri bir fıtrat,
Şeriâtın dizginlerine ve bağlarına boyun eğen bir huy,
Cemine ve tafsiline uygun bir vakit vermesini diliyorum.
Salât ve selâm olsun Muhammed’e, Ehl-i Beytine ve Grubuna,
O’ndan sonra gelen halifelere, yolunu izleyen tabiine.
Biliniz ki, varlık ve şuhûtta murad; "O" Allâh’tır. O’dur maksâd.
Ne inkâr var ne red!
O bana yeter ve ne güzel vekildir O.
Eş-Şeyhü’l Ekber Muhyiddîn-i İbni Arabi Kuddise Sirrûh
Â'mîn.
__________________
öLürüm yoLuna öLürümde yine boyun eğmem, yakarım dünyayı uğruna ama sana eğiLmem.. öyLe sInIrsIz öyLe Derin öyLe Çok Severim ki KORKARSIN!! Kuruyup çöLe dönsemde Pare Pare oLsamda YENiLMEM!!..
|