Bilinçli Evren Kavramı
Dünyanın en ünlü bilim adamlarından bazıları, evrenin kendimize benzer bir iç yaşam olup olmadığını sorguluyor. Bilim insanlarından biri olan Gregory Matloff’un fikirleri şok edicidir. New York City College of Technology’de tecrübeli fizikçi yakın geçmişte, insanların evrenin geri kalanına özde ve ruhta olabileceğini savunan bir makale yayınladılar. Buna göre proto-bilinç alanı tüm alana yayılabilir. Yıldızlar kendi yörüngelerini belli bir program dahilinde bilinçli olarak izlemektedirler. Bütün kozmoz bilinçlidir.
Bilinçli bir evren kavramı yeni değil. New York Üniversitesi filozofu ve bilişsel bilim adamı David Chalmers de bu düşünceyi savunur. Ayrıca, farklı şekillerde, bu görüşü savunanlar arasında nöro-bilimci Christof Koch ve yerçekimi ve kara delikler üzerine çalışmaları ile tanınan İngiliz fizikçi Sir Roger Penrose vardır. Evrenin bilinçli olduğunu düşünen bu akıma genel olarak panpsişçlik akımı deniyor ve bu akım önemsenmeyecek kadar önemli.
Yirmi yıl önce, Penrose beyindeki nöronlar arasındaki mikroskobik boşluklarda uyguladıkları gibi, kuantum fiziğinin istatistiksel kurallarına kök salmış olan teorisi ile panpsizmin temel bir unsurunu ortaya attı.
2006’da, hem aktif yıldızlar hakkındaki çalışmaları hem de alışılmışın dışındaki bilimlere olan açıklığıyla tanınan Alman fizikçi Bernard Haisch, Penrose’un fikrini daha da ileri götürdü. Haisch, boş alanın tümüne (“kuantum vakum” olarak adlandırılan) nüfuz eden kuantum alanlarının bilinç ürettiğini ve ilettiğini ileri sürdü ve ardından enerjiden akan yeterince karmaşık bir sistem ortaya çıktı. Ve sadece bir beyin değil, potansiyel olarak herhangi bir fiziki yapıda da bunun söz konusu olduğunu ifade etti. Matloff, bu argümanları alıp gözlemsel bir teste sokmanın bir yolu olup olmadığını merak ediyordu. Yaşamın en belirgin özelliklerinden biri, uyarana tepki olarak davranışını ayarlama yeteneğidir. Matloff, beklenmedik bir şekilde bu davranışı sergileyen astronomik nesneleri aramaya başladı. Son zamanlarda, Paranego’nun Süreksizliği olarak bilinen yıldız hareketi üzerinde biraz çalışılan bir anormalliği ortaya çıkardı. Çoğu gökbilimci, etkisini galaksideki yıldızlar ve gaz bulutları arasındaki etkileşime bağlar. Matloff farklı bir açıklama düşünüyordu. Anomalinin, atmosferlerinde moleküllere sahip olabilecek kadar soğuk olan yıldızlarda ortaya çıktığı ve bunların kimyasal karmaşıklığını büyük ölçüde arttırdığı kaydedildi.
Bilim insanlarının evrenin bilincini ortaya çıkarmak için araştırmaları sürüyor. Ancak evrenin bilincini aramak yerine; evrenin bir yaratıcısının olduğunu kabullenmek en doğrusudur. Çünkü evrendeki bu mükemmel düzeni görerek; onun tesadüfen oluştuğunu ileri sürmek; taşlarda bilinç aramak; mantığı referans alan bilimin mantığına de yakışmaz. Her şey bu kadar açık ve net ortadadır. Evrenin bir yaratıcısı vardır ve o yaratıcı her an her şeyi gözeterek onlara hükmetmektedir. Bunu referans alarak bilim araştırmaları yapıldığında, tüm gerçekler daha iyi görülecektir. Madde alemine dalarak; taşta kayada ayda marsın kızıl kumlarının içinde mantık aramak hem zor hem de sonuçsuz bir çabadır. Konuya farklı bir açıdan yaklaşmak gerekiyor. Bazı bilim insanlarının bu konudaki inatlarını anlamak gerçekten zor…
Alıntı
|