Namazda mübah olan şeyler
1. Namaz kılan kimsenin Fatiha ile birlikte iki ya da daha fazla sure okuması mübahtır. Çünkü Huzeyfe Radıyallahu anh şöyle demiştir: Bir gece Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte namaz kıldım. Bakara suresini okumaya başladı. Ben yüz âyeti bitirince rükûya varacak dedim, sonra devam etti. Ben Bakara sûresini bir rekâtte bitirecek dedim, devam etti. Ben sureyi bitirince rükû edecek derken, Nisa suresine başladı, onu okudu. Sonra Al-i İmran suresine başladı, onu okudu..."328
2. Namaz kılan kimsenin okuduğu âyetleri sayması mübahtır. Fatiha'yı bilmeyip, onun âyetleri sayısınca Kur'ân'dan okumak isteyen kimse gibi yahut tesbihleri saymak, yahut çokça unutmak sebebiyle özellikle rekâtleri saymak gibi. Çünkü bu bir ihtiyaçtır. Ancak sayarken telaffuz etmez ki, konuşmak dolayısıyla namazı bâtıl olmasın. Aksine bunları parmakları ya da kalbiyle sayar. Kalbin ameli dolayısıyla namaz batıl olmadığı gibi, zaruret bulunmadan çok olmadıkça yahut arka arkaya yapılmadıkça azaların ameli ile de batıl olmaz.
3. İmama uyan kimsenin mükemmel halin kaçırılması ihtimali dolayısıyla imama hatırlatması da mübahtır. Mesela, imam Fatiha suresi ile birlikte bir zamm-ı sure okumayı unutursa onu uyarmak. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ben ancak sizin gibi bir beşerim, sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. O halde unutacak olursam bana hatırlatınız..."329 Bu buyruğuyla kendisine hatırlatılmasını emretmektedir. Kasten yapılması halinde namazın batıl olduğu durumlarda imama hatırlatmak vacib dahi olabilir. Fazladan bir rekât kılmak yahut manayı değiştirecek şekilde Fatiha'da lahn ile okumak buna örnektir.
4. Namaz esnasında ihtiyaç dolayısıyla elbise giymek mubahtır. Namaz kılan kimsenin namaza başladıktan sonra üşüdüğünü hissederken elbisenin de yakınında duvarda asılı durma hali gibi. Bu durumda bu elbiseyi alıp, giyinebilir. Eğer elbiseyi giymek namazında onu daha bir huzura kavuşturuyor ve rahatlatıyorsa meşru dahi olur.
Bazan elbiseyi giyinmek vâcib de olabilir. Elbise bulamadığı için çıplak namaz kılan kimsenin namaza başladıktan sonra ona bir elbise getirilmesi halinde o elbiseyi giymesi onun için vacibtir. Cebrail, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e ayakkabılarında eza (necaset) bulunduğunu haber verince, onları çıkarmış ve namazına devam etmişti.
5. Namazda sarığı sarmak, başındaki tülbentin yan tarafını arkaya itmek yahut boyun etrafına sarıp diğerini sarkıtmak da mübahtır. Çünkü bunlar ihtiyad haline gelmiş giyeceklerdendir. Vâil b. Hucr'un hadisi de bunu göstermektedir. O Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'i namaz kılarken gördü. Namaza başlayınca ellerini kaldırıp, tekbir getirdi -(hadisin ravilerinden) Hemmam kulaklarının hizasına diye söyledi- sonra elbisesine büründü, sonra sağ elini sol elinin üzerine koydu. Rükûya varmak isteyince, ellerini elbisesinin içinden çıkarttı, sonra ellerini kaldırdı..."330
6. Namazda bir yılan ya da bir akreb öldürmek mübahtır. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namaz esnasında iki siyahı (yani) yılanı ve akrebi öldürmeyi emretti."331
7. Namazda surelerin sonlarından, ortalarından, başlarından okumak mübahtır. Çünkü yüce Allah'ın: "Artık Kur'ân'dan (size) kolay geleni okuyun." (el-Müzzemmil, 73/20) buyruğu geneldir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmuştur: "Namaz kılmak üzere kalktığında iyice abdest al, sonra kıbleye yönel, tekbir getir ve Kur'ân'dan ezbere bildiğinden kolayına geleni oku..."332
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de nafile namazlarında sûrelerin ortalarından okumuştur. Daha faziletli ve kâmil olan ise insanın herbir rekâtte tam bir sûre okumasıdır. Çünkü asıl olan budur.
8. Namazla alakalı bir husus sebebiyle erkeklerin (subhanallah) diyerek tesbih getirmeleri, kadınların da el çırpmaları mübahtır. Hata ettiği zaman imamı uyarmak gibi. İçeri girmek isteyene izin vermek ve buna benzer namaz ile ilgili olmayan bir husus için de böyledir. Bu durumda erkek: "Subhanallah" der. Bu da bir sebeb dolayısıyla meşru olan bir zikirdir. Sebebin ortadan kalkmasıyla meşruiyeti de kalkar. Eğer bununla uyanmayacak olursa, uyanıncaya kadar tekrarlar. Kadın da el çırpar. Hükümde bir farklılık olduğu dikkat çekicidir. Çünkü kadının erkeklerin önünde özellikle onlar namazda iken sesini çıkarmaması gerekir. Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan dedi ki: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Tesbih (subhanallah) demek erkekler için, el çırpmak kadınlar içindir."333
İnsanın namazda söylediği şeylerle sesini yükselterek dikkat çekmek caiz olduğu gibi, öksürür gibi yapmakla da dikkat çekmesi caizdir. Fakat en faziletlisi tesbih getirmektir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem onu emretmiştir.
9. Kişi namazda iken mescidde olmayıp tükürmek ihtiyacını duyarsa, sol tarafına ya da ayağının altına tükürmesi mübahtır. Şâyet mescidde ise elbisesine (mendiline) tükürür, sonra onu birbirine sürter. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. İnsanlara yönelerek şöyle buyurdu: "Sizden herhangi bir kimseye ne oluyor ki Rabbine doğru yönelmişken önünde balgam tükürüyor? Sizden herhangi bir kimse kendisine dönülerek yüzüne balgam çıkartılmasını kabul eder mi? Sizden herhangi bir kimse eğer balgam çıkaracak olursa, sol tarafına ayağının altına çıkarsın. Eğer buna imkânı olmazsa şöylece tükürsün." (Ravilerden) el-Kasım bunu şöylece anlattı: Elbisesine tükürdü, sonra onu birbirine sürttü."334
10. Namaz kılan kimsenin önünde deve yükünün arka tarafındaki parça büyüklüğünde bir sütre koyması mübahtır. Çünkü Musa b. Talha babasından şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse önünde deve yükünün arka tarafındaki parça gibi bir şey dikerse namaz kılıversin ve onun arka tarafından kim geçerse aldırmasın."335 İbn Ömer Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem harbeyi yere diker ve ona doğru namaz kılardı.336
Görüldüğü kadarıyla sütre edinmenin hikmeti bir kimsenin sütrenin arkasından geçmesi halinde kişinin namazındaki eksikliği önlemesi, bilhassa sütrenin görünen bir maddi varlığı varsa, namaz kılanın bakışını sınırlandırmasıdır. Sütre, namaz kılan kimsenin kalbinin huzur bulmasında ve gözünü sağa sola bakmaktan önlemekte kişiye yardımcı olur. Bütün bunlardan önce sütre edinmek Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'ın emrine uymak, onun gösterdiği hidayet yolunu izlemektir. Bu ise pek büyük bir hayırdır.
Şâyet sütre edinmek için bir cisim bulamayacak olursa yere bir çizgi çizer. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem: "Kim (sütre edinecek bir şey) bulamazsa (yere) bir çizgi çizsin."337 diye buyurmuştur.
Sütre tek başına namaz kılan için ve cemaatle namaz kılınması halinde yalnızca imam için sözkonusudur. Çünkü cemaate uyan kimsenin sütresi imamın sütresidir ya da imam cemaate sütre teşkil eder. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh şöyle demiştir: Dişi bir eşek üzerinde binmiş geliyordum. O günlerde ergenlik yaşına yaklaşmıştım. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ise müslümanlara Mina'da önünde duvar bulunmayan bir yerde namaz kıldırıyordu. Safın önünden geçecek oldum, eşekten indim ve onu otlamak üzere serbest bıraktıktan sonra safa girdim. Kimse benim bu yaptığıma tepki göstermedi.338
11. İmamın da, tek başına namaz kılanın da tehdit âyeti geldiğinde Allah'a sığınmaları, rahmet âyeti geldiğinde onu Allah'tan dilemeleri mübahtır. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in gece namazı kılarken, Kur'ân okuyuşunu anlatan Huzeyfe Radıyallahu anh şunları söylemektedir: "...Ağır ağır okurdu. Tesbihin sözkonusu olduğu bir âyet-i kerime okudu mu kendisi de tesbih getirirdi, bir dua âyeti okudu mu dilekte bulunurdu. Allah'a sığınmayı ihtiva eden bir âyet-i kerime okudu mu o da Allah'a sığınırdı."339
Şâyet imama uyan kimsenin Allah'a sığınması yahut dilekte bulunması imamı dinlememesi sonucunu verecek olursa, böyle bir şey yapmaması gerekir. Eğer imamı dinlememe sonucunu vermiyorsa yapabilir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem imam Fatiha'yı okurken ona uyanın Kur'ân okumasını yasaklamıştır.
12. Bir özür sebebiyle namaz esnasında namaz kılanın kendi elbisesi yahutta sarığı üzerine secde etmesi mübahtır. Çünkü Enes Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Biz Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte namaz kılardık, bizden herhangi bir kimse aşırı sıcaktan ötürü elbisesinin bir ucunu secde edeceği yere koyardı."340
13. Namazda hapşırma yada herhangi bir nimetin ortaya çıkması halinde Allah'a hamdetmek mübahtır. Çünkü Rifâa b. Râfi'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in arkasında namaz kıldım hapşırdım. Bunun üzerine ben.
Allah'a pek çok, pek hoş, mübarek kılınmış, bereketi arttırılmış, Rabbimizin sevip razı olacağı şekilde hamdolsun." dedim. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazı kılınca şöyle buyurdu: "Namazda konuşan kimdi?" Kimse sesini çıkarmadı, sonra ikinci defa: "Namazda konuşan kimdi?" diye buyurdu. Yine kimse ses çıkarmadı, sonra üçüncü defa: "Namazda konuşan kimdi?" diye sordu. Bu sefer Rifâa b. Rafi b. Afra: Ben ey Allah'ın Rasûlü dedi. Peygamber: "Nasıl dedin" diye sorunca, Rifâa dedi ki: Allah'a pek çok, pek hoş, mübarek kılınmış, bereketi arttırılmış, Rabbimizin sevip razı olacağı şekilde hamdolsun, dedim. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki; otuz küsur melek hangileri bu sözleri alıp yükseltecek diye birbiriyle adeta yarıştı."341
14. Namaz kılan kimsenin işaret yoluyla selamı alması mübahtır. Çünkü Câbir Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem bir iş için beni gönderdi. Sonra namaz kılarken kendisine yetiştim. Ona selam verdim, o da bana işaret etti. Namazı bitirince beni çağırdı ve şöyle dedi: "Az önce ben namaz kılarken sen bana selam verdin."342
İşaret parmakla ya da bütün bir el ile yahut başla işaret etmekle olabilir, bunların hepsi sünnette vârid olmuş hususlardır.
15. Namaz kılan kimsenin önünden geçen kimseleri önlemek maksadıyla sütreye yaklaşmak için yürümesi mübahtır. Çünkü Amr b. Şuayb babasından şöyle dediğini rivâyet etmektedir. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ile Ezâhir tepesinden aşağı indik. Namaz vakti geldi. -Bir duvara doğru namaz kıldı, demek istiyor- Biz arkasında durduk, o da orayı kıblesine aldı. Bir karartı önünden geçmek istedi. Karnı duvara yapışıncaya kadar onu geçirmemek için çalıştı. Sonunda arkasından geçip gitti.343
Yine namaz kılanın önünden geçen kimseyi itmesi de mübahtır. Çünkü Ebu Said el-Hudrî'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden herhangi bir kimse namaz kılmakta iken kimsenin önünden geçmesine müsâde etmesin. Elinden geldiği kadar onu bertaraf etsin. Eğer illa geçmek isterse onunla çarpışsın. Çünkü o bir şeytandır."344
16. Namaz kılan kimsenin tahir iki ayakkabı ile namaz kılması mübahtır. Çünkü Ebu Seleme Said b. Zeyd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Enes b. Malik'e: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem nalınlarıyla namaz kılıyor muydu diye sordum, o: Evet dedi.345
17. Namazda şeytana lanet okumak, ondan Allah'a sığınmak ve az miktarda amel mübahtır. Çünkü Ebu'd-Derdâ Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namaza durdu. Onun, "senden Allah'a sığınırım" dediğini duyduk, sonra şöyle buyurdu: "Seni Allah'ın lanetiyle lanetliyorum." Bu sözlerini üç defa tekrarladı. Bir şey alacakmış gibi elini uzattı. Namazı bitirince: Ey Allah'ın Rasûlü senin namazda bundan önce söylediğini duymadığımız bir şey söylediğini duyduk. Ayrıca elini ileri doğru uzattığını da gördük. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Allah'ın düşmanı İblis ateşten bir alevli parça getirip onu yüzüme atmak istedi. Ben üç defa: senden Allah'a sığınırım dedim. Sonra: Seni Allah'ın eksiksiz lanetiyle lanetliyorum dedim. Fakat geri çekilmedi. Bunu üç defa söyledim, sonra da onu yakalamak istedim. Allah'a yemin ederim eğer kardeşimiz Süleyman'ın duası olmamış olsaydı, sabahı zincire vurulmuş olarak edecekti, Medine çocukları onunla oynayacaktı."
(konu alıntıdır. ALLAH derleyenden razı olsun.)
__________________
Hâşâ zulm etmez hiç, kullarına Hüdâsı. Herkesin çektiği, kendi işinin cezâsı.!
|