Mümin, gerektiği gibi it'ikadd ve amel sahibi olsa fakat azâbı gerektiren kötü işler (münkerât) de yapsa azâb gördüğü takdirde kalbine ve abdest organlarına azâb edilmez, çünkü kalbi îman yeri olup, şerefli bir mahaldir. İbâdet organları da ona tâbidir.
Mümin, dünyada zina ve benzeri fâhiş kötülükleri yaparsa îman gölge gibi üzerinde durur. O kötülükleri terk edince îman da yerine döner. Bundan büyük günah işleyenin kâfir olmayacağı çıkar. Bunu iyi anla!
Cehennemde azâb gören kimsenin îmanı kapıda durup kâfirlerin kalplerine işleyen ateş, Hakk’ın inâyetiyle îman mahalli olan kalbe işlemez. Onun için îmanın mutluluk sebebi ve kemâle sebep olan ilim olduğu söylenmiştir.
ismail hakkı bursevi (r.a.)
|