MUTLAKA İZLENMESİ GEREKEN BİR FİLM good


‘’İki Tanrı vardır bu hayatta: Birincisi insanları yaratan, ikincisi ise insanların yarattığı…’’

Filmden hatırlarda kalan çok kısa bir replik. Gerçeği söylemek gerekirse filmin en derin ve anlamlı özeti. PK, gerçek anlamda bütün dünyada, özellikle geri kalmış toplumlarda ki en temel sorunsal üzerine durulmuş ve izleyicilerde derin bir sorgulama yetisine sebep olabilecek nitelikte. Din gibi saf ve temiz bir olgunun nasıl birey ile yaratıcı arasından çıkarılıp aracılar eşliğinde sömürü düzenine dönüşebildiği dünyayı keşfetmeye gelen bir uzaylının gözünden perdeleniyor.

‘’İki çeşit din vardır yeryüzünde. Birincisi Tevhid dini, ikincisi ise Şirk dinidir.’’

Orta Doğulu sosyolog Ali Şeriati’nin bu sözü filmi izlediğim her an aklımdan geçti. Şeriat’i dinleri ikiye ayırarak birey ile yaratıcı arasında olan ve bireyin yaşamında ahlak ve etik gibi kavramları temele alan inançları Tevhid dini, birey ile yaratıcının arasında bir ruhban sınıfının olduğu temelinde bireyi ahlaklaştırmak yerine ritüeller içinde anlamsızlaştıran inançları şirk dini olarak açıklar.

Aamir Khan filmlerinde genellikle şirk dinini anlatır ve bunun ilahi değil insanların oluşturduğu bir inanç olarak tanımlar. Günümüzden yapacağımız gözleme dayanarak şu çıkarıma kolayca varabiliriz: İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin üçü de İbrahim’in dinleridir ve temelleri İbrahim Peygambere dayanmaktadır.

Üç dinde de temelde birey yaşamının merkezine ahlak ve etik kavramlarını yerleştirmeyi hedeflemektedir. Bunun yanında ise üç dinin kendisine özgün ritüelleri bulunmaktadır. Ancak verilen öncelikli mesaj ahlakın bireyler tarafından özümsenmesi ve yaşamlarının temel noktasına oturmasıdır.

Günümüzde ise şunu kolaylıkla görebiliriz ki dinsel ritüeller, ahlakın çok öncesinde yer almaktadır. Toplumların farklı kültürler geliştirmesi ve bu farklılıklar sonucu birbirlerini eleştirmesi ya da savaşması insanlık ırkını bir bütün olarak gören bir uzaylı tarafından anlaşılması gerçekten zor bir durumdur. Özellikle de Hindistan gibi toplumların daha inançlı ve karmaşık olduğu toplumlarda böyle bir maceraya çıkabilmek bu serüveni daha da karmaşık hale getirecektir. PK filmindeki öykünün içinde hikaye yerleştirimi ile hazırlanan senaryosunda ayrıca Pakistanlı Müslüman bir gence aşık olan Hindu bir gazetecinin dramı da yer almaktadır.


Aşk evrenseldir ya da evrensel olmalıdır. Bir kimsenin gözlerinde mutluluğu yakaladığınız anda onun aidiyetinin sizden farklı olması buna engel olmamalıdır. Aslında bu son yazdıklarım temenniden ibaret yazılar. Özellikle bizim gibi toplumlarda (Orta Doğu, Güney Asya, Afrika) aidiyetler aşkın önüne geçer ve siz birini sevmek yerine sizden olan birini sevme arayışına geçersiniz.

Aşkın gerçek anlamda tarihte vücut bulduğu bu coğrafyanın günümüzde bu hale gelmesi de eleştirilmesi gereken üzücü bir durumdur. Belçika’da tanışan bir Hintli ve Pakistanlı’nın mutluluklarının önüne aidiyetleri geçecektir. Ancak filmin sonu umutlu bitmektedir. Zihninizde derin bir sorgulamaya sebep olacak P.K filmini izlemenizi şiddetle öneririm. Aidiyetlerinize bir defa daha bakın. Aidiyetleriniz ile aranıza giren her şeye bir defa daha bakın.

İyi seyirler.
Alıntıdır .