Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Velâyet ve Risalet Nedir?
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 31.12.17, 01:09
Havasokulu Havasokulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,885
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Velâyet ve Risalet Nedir?

Risalet, Allah’tan bir tavzif (görevlendirme), velâyet ise Allah’a bir yükseliştir. Yani, Allah bazı insanları, insanlara resul olarak göndermiştir. Bu bir görevlendirmedir.

“Allah kime risalet görevini vereceğini en iyi bilendir.” (En’am, 6/124)

ayetinin hükmünce, kim buna ehilse, görevlendirilir. İlk insan Hz. Âdem, aynı zamanda ilk peygamberdir.

“Her ümmet için bir resul vardır.” (Yunus, 10/47)

ayetinin belirttiği gibi, her kavme peygamber gönderilmiştir. Hz. Muhammed (asm.), son peygamberdir (Ahzab, 33/40), risaleti bütün insanlığa şümullüdür.

Risalet, Peygamberimizle noktalanmıştır. Fakat velayet devam etmektedir. Risalet ve velayet, birbirine karışmayan iki deniz gibidir. Hiçbir veli nebi mertebesine ulaşamaz.

Velayet, risaletin bir delilidir. Risaletin tebliğ ettiği iman hakikatlarını, velayet bir nevi kalbî müşahede ve ruhanî zevk ile aynelyakîn derecesinde görür, tasdîk eder.(1)

Risalete mucize verilmiştir, velayete de kerâmet. Keramet, Allah’ın veli kullarında meydana gelen harikulade hâllerdir. Mesela, gönüllerden geçeni bilmek, bast-ı zaman ve tayy-ı mekan gibi.

Velayet için illa keramet şart değildir. Bütün evliyalardan daha üst mertebede yer alan sahabelerde kerametin fazla görülmemiş olması, bunu ispat eder. Asr ı saadeti anlatan kitaplarda zikredilen kerametlerin sayısı, üç-beş tanedir. Bunlardan en meşhuru, Hz. Ömer’in hilafeti döneminde Medine’de bir gün hutbede iken “Ya Sariye! Dağa, dağa!” diye bağırmasıdır. Sariye, Hz. Ömer’in komutanıdır. O esnada İran’da Mecusilere karşı savaşmaktadır. Hz. Ömer’in sesini duyar, ordunun sırtını dağa yaslar ve galip gelir.(2)

Kerametten daha mühimi, istikamettir.

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hud, 11/112)

ayeti, istikameti emreder. Tarîkattan gaye keramet değil, istikamet olmalıdır. Çünkü,

“Bu dünya, daru’l- hikmettir, daru’l-hizmettir. Daru’l ücret ve mükafat değildir.”(3)

Allah’ın veli kulları her devirde olmuşlardır ve kıyamete kadar da olmaya devam edeceklerdir. Veli, görüldüğünde Allah hatıra gelen kimsedir.

(4) Böyle insanlar, “Dikkat edin! Allah’ın evliyası için ne bir korku vardır. Ne de onlar üzülürler.” (Yunus Sûresi, 10/62) ayetinin mazharıdırlar. İç alemleri çalkantılardan uzaktır. Huzur ve itminana ermişlerdir. İç âlemlerindeki nuraniyet, dışlarına da aksetmiştir. Onları görmek, insana huzur verir, mukaddes şeyleri hatırlatır.

Veliler rahmetin celbine, belaların def’ine vesiledirler. Birer manevi cazibe alanına sahiptirler. Ordudaki subaylardaki rütbeler misali, onların da rütbeleri vardır. İnd-i İlahide makbul insanlar olduklarından, onlara düşmanlık edenler, semâvi afetlere maruz kalırlar.

1. Nursî, Mektubat, s. 444.
2. Celaleddin Süyuti, Tarihul Hulefa, s.117, Sadeddin Taftezanî, Şerhul Akaid, s. 78-79.
3. Nursî, Mektubat, s 451.
4. İbnu Mace, Zühd, 4.

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147