Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Hz Ali'nin Bildirdiği ismi Azam Duası
Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 06.06.16, 21:50
💜Adalet Adalet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 19.08.14
Bulunduğu yer: United States
Mesajlar: 2,782
Etiketlendiği Mesaj: 64 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hazret-i Ali'nin Duâsı

Hazret-i Hüseyin anlatır:
Recep ayıydı. Babamla beraber Kâ'be-i şerîfteydik. Kâ'bede ağlayıp, sızlayarak Allahü teâlâya duâ eden bir kimsenin sesini işittik. Babam, bu kimseyi çağırmamı söyledi. Hemen gidip o kimseyi buldum. Güzel yüzlü, temiz bir kimseydi. Fakat, sağ yanı felç olmuş, hareketsizdi. Kendimi tanıtıp, babamın kendisini beklediğini söyleyince hemen kalktı. Kendisine yardım ettim. Beraberce babamın yanına geldik. Babam:” Sen kimsin ve bu halin nedir?” diye sorunca adam şunları anlattı:
Ey mü'minlerin emiri, Allahü teâlâ tarafından cezaya çarptırılan kimsenin hali nasıl olur? İsmim Menazil bin Lahık'tır. Ben vaktimi oyun ve eğlence ile geçirdim. Hep nefsimin arzuları peşinde koşardım. Mübârek aylara hürmet etmez, mübârek aylarda ve gecelerde günah işlemeye devam ederdim. Salih bir babam vardı. Beni günahlardan vazgeçirmek için uğraşırdı. Yine bu kıymetli ayların birinde bana dedi ki:
- Allahü teâlânın azabı şiddetlidir. Bir anda kahredebilir. Kötü arkadaşlardan vazgeç! Bu kötü işleri bırak! Zîrâ melekler ve bu aylar senden şikâyet ederler.
Nasîhata hiç tahammülüm olmadığı için, babamın üzerine yürüyüp onu dövdüm ve susturdum. Babam benim bu yaptığıma çok üzülmüştü. Bunun üzerine, yedi gün oruç tutup, Kâ'be-i muazzamaya gitti. Yanında ben de vardım. Burada şöyle duâ etti:” Ey Rabbim! Mazlumların âhını yerde bırakmazsın. Bu mübârek ayda, bu mübârek yerde yapılan duâları reddetmezsin. Benim hakkımı oğlumdan al, oğlumun bir tarafını kurut!”
Daha babam duâsını bitirmemişti ki, sağ tarafım felç olup, kurumuştu.
Baban bu halimi ,çok üzüldü, duâsının bu kadar çabuk kabûl edileceğini düşünememişti. Perişan halde beraber geri döndük. Ben yaptıklarımdan çok pişman olmuştum, fakat olan olmuştu. Babam da benim bu halimi gördükçe o da çok üzülüyordu.
Nihayet dayanamayıp, yine Kâ'be-i şerîfin huzurunda benim, iyileşmem, eski halime dönmem için duâ etmek niyyetiyle hayvana binip yola çıktı. Fakat, yolda hayvandan düşüp öldü. böylece artık iyileşme ümidim kalmadı. İşte bu halimle her gün gelip burada cenâb-ı Hakka yalvarıyorum. İnşaallah Rabbim, yine içinde bulunduğumuz şu mübârek aylar hürmetine duâmı kabûl eder de perişan halden kurtulurum.
Hazret-i Hüseyin sonrasını şöyle anlatır:
Babam, adamın bu halini görünce dayanamadı, bu kimseye bir duâyı öğretti. Ertesi gün bizim yanımıza hiçbir şeyi kalmamış olarak geldiğinde, sordum:
- Bu hale nasıl geldin?
- Akşam eve gittiğimde, babanızın öğrettiği duâyı okuyacaktım. O ara uykuya daldım. Rü'yâmda, bana bir ses "Allahü teâlâ sana yetişir. Sen öyle bir duâ öğrendin ki, bu ism-i a'zamdır. Onunla duâ olunduğunda kabûl olunur, onunla istediğin verilir." dedi.
Sevinç içinde uyandım. O arada tekrar bir ağırlık bastı, yine uyudum. Bu defa rü'yâda Resûlullahı gördüm. Halimi kendilerine arzettim. İnci saçılan mübârek dilinden:
- Amcamın oğlu Ali'nin öğrettiği duâyı oku! Sana ism-i a'zamı öğretti. Onunla duâ kabûl olur, istenen şey verilir, buyurdu. Ben de:
- Yâ Resûlallah! Mübârek ağzınızdan da o duâyı dinlemeği arzu ederim, diye yalvardığımda bana o duâyı söyledi. Duâ şöyleydi:
"Allahümme innî es'elüke yâ âlimel hafiyye, ve yâ men-is-semâu bikudretihi mebniyye, ve yâ men-il-erdu biizzetihi mudhıyye, ve yâ men-iş-şemsü vel-kameru binûri celâlihi müşrika ve mudıyye ve yâ mukbilen alâ külli nefsin mü'minetin zekiyye ve yâ müsekkine ra'b-el-hâifîne ve ehl-et-takıyye, yâ men havaicul-halki indehü makdıyye, yâ men necâ Yûsüfe min rıkk-il-ubûdiyye, yâ men leyse lehü bevvâbün yûnâdî velâ sâhibun yağşa ve lâ vezîrun yu'tî ve lâ gayruhu rabbün yud'a ve lâ yezdadu alâ kesretil-havaici illâ keremen ve cûden ve sallallahu alâ Muhammedin ve âlihi ve a'tini süâli inneke alâ külli şey'in kadîr." (67/1)
Ben de onu okuyup hemen uyandım. Kendimi, yakalanmış bulunduğum hastalık ve sakatlıktan, felçli halden kurtulmuş halde buldum.
Hazret-i Ali buyurdu ki: “Bu duâya sımsıkı sarılın. Çünkü o Arş-ı a'zamın hazinelerinden bir hazinedir.” (Gunyetüt-Tâlibîn)

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147