Güçlü Kadın ..
GÜÇLÜ KADIN
Mutlu olması gereken kadın neden güçlü olmak zorunda? Güçlü olan kadın mutlu mudur?
‘’Güçlü olmak istemedim aslında ben, tek dileğim mutlu olmaktı’’ Der kadın, derinlerde bir yerde.
Kadına birileri güçlü olma misyonunu yükler, kadının sırtına bir ağır külçeyi, bilerek veya bilmeyerek koyar. Namus adına sessizce ve derinden, kadın hissetmeden yüklerler bir ağır yük. Toplum adına, gözünün içine baka baka, asarlar zarif yüreğine ağır bir yük. Bazen bir yargı torbası asarlar boynuna, içi dert dolu. Bazen din adına yüklerler içi boş misyonları, saçına, kalçasına, bacağına. Hissettire hissettire, bir ikinci sınıf kovası bağlarlar omuzuna.
Bu altında ezilesi yükleri, kimi zaman kocası, kimi zaman babası, kimi zaman abisi,kimi zaman ise sevgilisi yükler. Ve kimi zaman ise, güvendiği bağlandığı biri terk ederken, kadın zayıf düşmekten korktuğu için güçlü olmaya aday olur.
Kadın zaten doğuştan güçlüdür, mutlu olması gereken kadın, güçlü olmak için yeni yeni sorumluluklar alır. Kadın zaten yaşam içinde kadın olduğu için, büyük sorumlulukları vardır. Üstüne birde yaşam içinde yeni sorumluluklar sırtlanır.
En güçlüyüm diyen kadın, içinde en kırılgan kadındır aslında, en güçlüyüm diyen kadın, en zayıf kadındır aslında, en güçlüyüm diyen kadın, güçlü olmaktan zaman zaman nefret eden kadındır aslında.
Tutulmamış sözler, yarım kalmış hikayeler, kırık ,dökük, kıyısından dönülmüş sevdalar, yaşanması muhtemelken yaşanmamış mutluluklardır kadını güçlü olmaya iten.
Yıkılan hayaller, zamansız ayrılıklar, yersiz, sebepsiz terkedilişler, yıkılan doludizgin hayatlar,kurduğu yaşamın aniden kumdan kale gibi başına çökmesi, kadını güçlü kılmıştır belki de zoraki kim bilir?
Kim bilir kadının içinde kopan fırtınayı, keskin esen poyrazı, kasırgaya dönüşen rüzgarı. Kim bilir kadının içinde ki kıyıları yıkacak kadar yüksek dalgaları, susmuş, sessizce, üşürken ağlayan küçük kızı.
Kim bilir içini susuz bırakıp kavuran dertleri. Güçlü gözükmek zorunda ya, güçlü olacak ya, bak dışarıdan, dim dik,yıkılmaz kale gibi,göğsü ileride başı dik güçlü kadın işte.
Bak içine bakabilirsen,girebilirsen,gösterirse şayet, dön bak içine. O güçlü dim dik kaya gibi kadının içinde, yeni filizlenmiş, solar diye ellemeye bile korkacağın nazlı bir çiçek verdır.
Bak içine bakabilirsen,girebilirsen,gösterirse şayet, dön bak içine. Başına yıkılmış, ya da yılacağını tahmin ettiği bed dünyanın altında ezilip yok olmamak içi, mutlu olacağının garantisini kimseden güvenerek alamadığı için, güçlü olmak zorunda hissettiği için, o güçlü kadının içine bak bakabilirsen izin verirse şayet ne göreceksin küçücük saf temiz kırılgan bir kızla karşılaşırsın muhtemelen.
Ya yaralanmamak için,ya aldığı yaraları iyileştirmek için, ya kesilen nefesini,sıkılan boğazını normale çevirmek zorunda olduğu için etrafını çelik duvarlarla örmeye çalışan kırılgan saf temiz bir kız var orada ,çok uzakta değil görebilen için,çok uzakta değil,tutabilen için,çok uzakta değil hisseden,hissettiren için bazen kendi bile bilmez o güçlü kadının ,zaman zaman sorar kendine’ Neden güçlü olmak zorundayım? Diye ve verir hemen cevabını
‘’Aslında ben güçlü olmak istemedim, sadece mutlu olmak istedim, bu kahrolası dünyada, bu benim için yaşanması zor dünyada, tehlike yaratanlara karşı bir güç icadıdır benimkisi yalancı ama bir o kadarda gerçek.
“ Güçlü olmak istemedim aslında ben, tek dileğim mutlu olmaktı. ’’
Mirza tazegül
|