@
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Erkekler güçlü kadın istemez, ileride güçlü olma ihtimali olan kadını da istemezler, çünkü erkeklik duygularını, hükmetme duygularını, reislik, liderlik gibi egolarını paylaşmak durumunda kalacaklardır, bunu istemezler.
Erkeğe kolay gelen yol bellidir; evde kendisine muhtaç, kendi eline bakan, yemek, bulaşık, çamaşır, çocuk bakımı gibi günlük ihtiyaçlarını karşılayan, kendi hükmüne karşı çıkmayacak idare edilmesi kolay bir kadın erkeğin daha da işine gelir.
Bunlar tercih meselesidir, ama kültürümüzdeki erkek kavramı genel olarak böyledir; erkek çalışır eve yiyecek getirir, kadın da ona hizmet eder, şeklinde özetleyebiliriz, belgeseldeki hayvanlardan pek de farkı yok aslında.
Eğer kadın çalışacaksa da basit işlerde, geçici olarak, çok sosyal olmayan ortamlarda çalışır, dikiş, konfeksiyon, kuaförlük, bayan çocuk giyimi tezgahtarlığı vs gibi. iş bitince de evine gelir, ev işlerini gereğinden fazla aksattıracak işlerde olması istenmez.
Bugün evliliklerin sürmesinin önemli bir nedeni de kadının erkeğe olan muhtaçlığıdır, mahkumluğudur. Kim ne derse desin bu her erkeğin işine gelir. Erkeği söz ve iktidar sahibi yapar. Zaten dünyada genel düzene bakılınca sistem de böyle kurulmuştur, hatta kadın erkeğine ettiği hizmet, verdiği çocuk ve çektiği cefa doğrultusunda cennetten derece alır.
Erkeğin güçlü kadın istememesi hem kendi yetiştiriliş tarzıyla, hem id denilen ilkel benliğiyle hem de yetersizlik hissiyle alakalıdır. Dişisinin kendinden üstün olma ihtimali, söz sahibi olma ihtimali gibi halleri hissettiğinde ya engel olur ya da vazgeçer. Kadın erkeğin sosyal ortamına dahil olur bizim kültürümüzde, oysa güçlü veya kariyerli bir kadın söz konusuyla erkekte bir iç güveylik halleri başlar içten içe.
Büyüklerimiz hep derler erkek kadından iki gölek daha üstün olacak diye, peki ya kadın erkekle benzer sosyal konuma ve statüye gelirse? İşte o zaman tek adamlık biter, aile birlikteliğini sarsacak çatışmalar gelişebilir.
Yarın bir takım sorunlar olduğunda kendi ayakları üstünde durabilen kadının eyvallah demeyeceği, şiddet olursa buna karşı geleceği, hizmetçi gibi her işi yüklenmeyeceği, aldatma halinde kapıyı vurup gideceği, çocuğun maddi ihtiyaçları için kocasına muhtaç olmayacağı gibi hesapları her erkek yapar. Diğer yandan da güçlü veya güçlü olma yolunda ilerleyen kadını ileride elinde tutamayacağını da düşünür. Bu yüzden toplum meslek ve maddi kazanç sahibi , eğitimli veya aklını kullanabilen, net ve karakterli kadınları saydığım çekincelerle yalnız bırakabilir. Yarın bir problem olduğunda susup dizini kırmayan, eyvallah etmeyeceğini bildiği bir kadını niye istesin bir erkek...
Yaşadığımız toplumsal düzen ve kültüre ters bir durum; hatta Peygamber efendimizin ağzından yalan hadis bile uydurulmuştur "Kız çocuklarınıza okuma yazma değil dikiş dikmeyi öğretiniz" diye...
Etrafındaki kişilerin eğitimli olduklarını söylüyorsun, ancak diplomalar seni yanıltmasın, eğitim sadece diplomayla kısıtlı basit bir şey değildir. Benim de çevrem diplomalı, belgeli insanlarla dolu, ama tamamına yakını her türlü mesleki ve sosyal toplantıya, cemiyete, eğitime, buluşmaya katılıyorken kadınları evde sadece temizlik yapıp çocuk doyuruyorlar. Hayatlarını eşleriyle müşterek yaşayanların oranı yüzde beş bile değildir.
Özetle; sorun sende değil, toplumun erkeğe ve kadına göre biçtiği rollere göre hareket eden, öğrenilmiş tutum denilen erkek psikolojisinde. Yani sen güçlüysen erkeğin daha güçlü olacak ancak.