Mürşid ve Müridin Arasındaki Bag
Bayezid-i Bîstami hazretleri (k.s) evliyanın büyüklerinden bir zattır. Başka bir ismide Tayfur'dur.
Hatay Kırıkhan'da da onun bir makam ziyareti var nasip oldu bir kaç kere gittim ziyaret ettim. Bayezid-i Bîstami (k.s) zamanında bir alim onun yanına geliyor intisap edip amel etmeye başlıyor.
Günden güne seyr-i sulükte mesafe kat ederken bu alim bir gün kalbine şeyhin ve müridin vazifesi nedir acaba diye sual geliyor.
Bu alim Bayezid-i Bistami (k.s) hazretlerinin huzuruna gittiği zaman, efendim şeyhin vazifeleri nedir müridin vazifeleri nedir diye sorar.
Bayezid-i Bîstami hazretleri (k.s) bir mektup yazar zarfın ağzını kapatır zarfı bu alime verir ve der ki bu mektubu Pakistan'a Lahor yada Nisaburdu tam hatırlıyamıyorum şu an bu iki beldeden birine orda Muhammed Paşa var bu mektubu ona götür sonra gel sana anlatacağım der.
Bu alim zat dergahtan çıkar der bir eve gideyim evdekilere haber veriyim beni merak etmesinler uzun bir yola gideceğim düşünürken bir anda düşüncesi değişir eğer eve gidersem şeyhimin emrini tehir etmiş yani geciktirmiş olurum der ve yola çıkar artık iki üç ay yollarda yürür elbiseleri çarıkları yırtılır saçları sakalları birbirine karışır perişan bir halde Pakistan'a Muhammed Paşanın hanesine ulaşır. Evin önünde korumalar vardır.
Muhammed Paşa önemli biridir beldenin ileri gelenlerinden ve Salih'lerden birisidir bu gelen kişide bir hal olduğunu sezer görevlilere onu yukarı yanıma getirin der.
Görevliler bu alim zatı Muhammed Paşa'nın huzuruna çıkarırlar, Paşa der hoşgeldin bu halin nedir seni kim buraya göndermiş diye sorunca alim olan zat efendim beni Şeyhim Bayezid-i Bîstami Hazretleri (k.s) gönderdi ve bu mektubu size vermemi emir buyurdu diyerek mektubu verir.
Paşa ayağa kalkar mektubu öper başına koyar hemen görevlilere emreder hemen bu zatı götürün yıkayın temiz yeni elbiseler giydirin ve güzel bir yemek hazırlayın beraber yemek yiyecez der ve Paşa'nın talimatı yerine getirilir ve sonra yemeğe geçilir.
Sonra Paşa bu alim zata hürmet eder şeyh hazretlerinin sağlık sıhhatini dergahını sorar ve şeyhin sohbetini muhabbetini yaparlar. Alim zat paşa efendininde şeyhinin sâliklerinden olduğunu anlar.
Gece olur paşa talimat verir bir oda bu alim misafirimize hazırlayın der. Oda hazırlanır alim olan zat odasına geçer döşeğine uzandığı anda bir cariye hizmetçi genç ve güzeldirde gelir der efendim bir isteğiniz varmı süt peynir meyve bir isteğiniz olursa bana seslenin der.
Tabi bu alim zatta 3 ay boyunca ehlinden evinden uzak kalmış cariyenin sesi konuşması onu etkiler ve şehveti galebe çalar. Cariye arkasını dönüp yürüyeceği bu alim zat elini cariyenin saçına atar ve kendine doğru çekerken (Ey Mürid Ey Salik Ey Hoca sen ne yapıyorsun. Allahtan korkmuyormusun seni ne için gönderdik sen ne yapıyorsun) diye bir ses duyar bakarki bu ses şeyhi olan Bayezid-i Bîstami (k.s) sesidir.
Hemen o cariyeyi bırakır tevbe eder ve sabah olunca paşa efendiden İzin isteyip geri döner ve gelir gelmez şeyhini ziyaret eder. edeple şeyhinin huzuruna varır Bayezid-i Bîstami hazretleri (k.s) Ey Hoca şimdi anladınmı?
Müridin vazifesi verilen emri yerine getirmektir. Şeyhin vazifeside bir sâliki harama düşme tehlikesi olduğu zaman onu tasarrufu ile o haramdan uzaklaştırır diyerek alim olan bu sâlikin sorusunu cevaplandırır.
Tabiki bu tasarruf bu himmet yüce Allah'ın izniyledir. Yeterki mürid verilen vazifeleri yerine getirsin zamanla sadatların himmeti ile o mürid'te himmet feyiz nisbet ve muhabbet hasıl olur.
Bu tarikat çok değerli çok kıymetlidir. Elhamdulillah Allah bize nasip eylemiş dua edin Allah bizi layık eylesin. Amin.
{BU SOHBET ŞEYH MUHAMMED HAFİD NURŞİNİ (K.S) HALİFESİ ŞEYH MUHAMMED NUR EFENDİ'NİN 17 Kasım 2016 Tarihindeki sohbetinden alıntıdır.}
#BuharadanMenzile
|