شَهِدَ اللّهُ أَنَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ وَالْمَلاَئِكَةُ وَأُوْلُواْ
الْعِلْمِ قَآئِمَاً بِالْقِسْطِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
18-Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, vel melâiketu ve ulûl ilmi kâimen bil kıst(kıstı), lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm (hakîmu).
18.Allah, şehâdet (şahitlik) etti: Muhakkak ki O’ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kâim oldular (şahit oldular) ki, O’ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz’dir, Hakîm’dir.
26. قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ ۖ بِيَدِكَ الْخَيْرُ ۖ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
27.تُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ ۖ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ ۖ وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın).
26. De ki: “Mülkün mâliki olan Allah’ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin.
27. Geceyi gündüzün içine sokarsın ve gündüzü gecenin içine sokarsın. Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.
Ayetlerin Nazil olduklari an:
Bu Ayeti Kerimeler (26.ve 27.ayet ) nazil oldukları zaman , Allahu Teala ile aralarında hiç bir perde bulunmaksızın Allah’in arşına yapışarak: ” Ya Rab! Bizi yeryüzüne ve sana isyankar olanlara (sana isyan edenlere ) indiriyorsun” dediler.
Teala da, “Ahdim olsun sizi her namazın arkasında okuyan herhangi bir kimsenin kusurlarına bakmayarak makamını cennet kılacagım , onu kutsal huzurda iskan edeceğim , her gün kendisine yetmiş kere nazar edeceğim ve yetmiş türlü ihtiyacını yerine getireceğim ki bunun en aşağısı mağfirettir.Ve onu herbir din düşmanından , hasetçinin şerrinden koruyacağim ve mağfiret eyleyeceğim,” buyurdu .
Yapmamiz gerekenler:
Her Farz Namazlarin ardindan Ali Imranin (Kurananı Kerimde 3. Sure, Sayfa 52/53) 18, 26 ve 27′inci âyetlerini, 1 Fatiha’yi Serif ve 1 Ayetel Kürsi okursak şu beş şeyden emin oluruz:
1. Cenâb-ı Allâh o kimseyi sırât-ı müstakimden ayırmaz.
2. Her türlü kazâ belâ ve musibetlerden muhafaza olur.
3. (en önemlisi!) İmansız ölmez.
4. Rızık sıkıntısı çekmez.
5. Bulunduğu topluluklarda hâtırı sayılır bir kişiliğe sahip olur.
Ayrica:
Enes(r.a) Resulullah(s.a.v)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: ”Her kim bu Ayet-i Kerimeyi (Ali Imranin 18. Ayeti Kerimesi) uyuyacağı vakit okursa Allah onun için kıyamet gününe kadar kendisine mağfiret dileyecek yetmişbin melek yaratır.”