Diğer bir hadis-i şerifte Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Bir defasında İsrafil bana geldi ve şöyle dedi:
-Cennette öyle bir kubbe vardır ki, kubbelerin hiçbiri ona benzemez. O kubbenin genişliği üçyüz yıllık yoldur. Sonra onun içinde öyle bir ikram rüzgarı eser ki, saf misk kokar.Bu kubbeye girenler ancak sana çok salavat getirenlerdir. Sonra, sana çokça salavat getiren hiçbir sıkıntı görmez azap ta çekmez.”
Hazreti Aişe(r.anha) validemizden rivayet olunuyor:
“Bir defasında iğnemi yere düşürdüm, onu bulmak için mum getirdim.Mum ışığında aradım fakat bulamadım. Bu sırada Allah Resulü(s.a.v.)’in geldiğini gördüm, sevdim ve gülümsedim.
Bana sordu: “neden güldün?”
-İğnemi kaybettim, mumla aradım fakat bulamadım.Yerine oturmuştu. Birden gördüm ki mübarek yüzünde nur parlıyor,evin her yanını aydınlatıyordu. Hemen iğnemi buldum.
Sonra şöyle buyurdu:
-Şu kimsenin vay haline ki, bana kavuşamaz, kıyamet günü beni göremez.
-Kıyamet günü seni göremeyen kim olabilir ki ey Allah’ın Resulü, dedim.
Şöyle anlattı:
“-Beni kıyamet günü göremeyen kimse cimri kimsedir.”
Yine sordum: “O cimri nasıl bir cimridir?”
Bana açıklar mısın?”
Buyurdu ki: “Adımın anıldığı yerde bana salavat okumaya üşenen,okumayan kimsedir.”
Devamla yine buyurdu:
“-Her kim, farz namazını kıldıktan sonra bana on defa salevat okursa,Allah Teala, onun namazını kabul buyurur.Onun bu namazını Adem’e secde eden meleklerden daha üstün meleklerin makamı olan İlliyyine ulaştırır.O makamdan bir melek şöyle seslenir:
-Artık dileğin neyse dile,her dileğin yerine getirilecektir.”
Yine bir hadis-i şeriflerinde Allah Resulü(s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Muhammed isminin anıldığı yerde, işten kimse hemen kendine gelip baş parmağı ile yanındaki parmağını gözlerine sürüp üzerinde gezdirirse, artık o kimse hiç göz ağrısı görmez, onun gözlerine zarar gelmez.”
|