Kıbrıs ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan istedikleri 1856 Islahat Fermanından sonra Yunanistan azınlık ayrıcalıklarından dolayı Girit’in Yunanistan’a devredilmesini istedi zamanın süper gücü İngiltere bunu kabul etmedi.1878 Osmanlı-Rus savaşını bitiren Ayastefonas Anlaşmasından sonra Yunanistan yeniden Girit’i istedi.Şimdiki Annan senaryosunun tıpa tıp benzeri Girit’e özerklik veren bir anlaşma Osmanlı İmparatorluğuna İmzalatıldı.Anlaşmaya göre adada 80 kişilik ortak meclis kurulacak 49’u Hıristiyan 31’i Müslüman Yunanistan bunu beğenmeyerek kabul etti sonrasın da 1913’te Londra Barış Konferans’ın da Girit Yunanistan’a verildi.Annan planın da 200 bin nüfuslu KKTC’ye 100 bin den fazla Rum yerleşecek mülk edinecek sonrasında da bu araziler bizim tabular elimizde çıkın diyecekler.Satılmış medya aracılığı ile bu dönemde yapılan yayınların ne kadar gerçek dışı olduğu Avrupa Biriliği adına sürülen görüşlerin yanlış olduğuna tamamen böl yönet politikası adına yapılan bu siyaset satın alınan medya ve gazeteciler aracılıyla halka benimsetiliyor.Holding medyasının yaptıklarına örnek verirsek :Amerika yönetimi çok önemli bilgilere sahip Rus bilim adamını kaçırıyor.Amaç yeni buluş sahibi fizikçiyi konuşturup kritik bilgileri ele geçirmek.Rus bilim adamı ülkesine bağlılığından dolayı tüm tedbirlere rağmen konuşmaz bunun üzerine CIA tek kişi üzerine kurgulu bir yalan dünya kurar.Bilim adamının izlediği televizyon kanallarından sözde savaş görüntüleri yayınlanır.Kurguyu desteklemek üzerede sadece bilim adamın okuduğu bir gazete çıkarılır.Televizyondaki görüntüleri ve gazete yazılarını teyit eden önceden planlanmış,sürpriz olaylarla gizli telefonlarla Rusya’nın yerle bir olduğu ailesini kaybettiğine inandırılır her şeyini kaybetmiş Rus tüm bildiklerini CIA’ye aktarır.Saygın seçkin holding patronlarımızın papaz efendilerin ellerini yalaması dinler arası saygı olarak aktarılıyor.Holding medyasının yaptıkları ile CIA’nin kurduğu yalan dünya aynı beyin yıkmaya dayalı.[/FONT][/B][/B] [B]Sürekli konuşulan hiç bilinmeyen İsrail’in tarihine bakarsak İngiliz yönetimi altında Filistin'den toprak satın alarak bu bölgeye gelenlerin, ayrı bir devlet kurma konusunda İngilizler ile kavgaya sürüklenince merkezlerini Londra'dan vazgeçerek New York'a taşındıkları ve dünyaya egemen olma çalışmalarını buradan devam ettiler.Arkasına Amerikan gücünü alan Siyonist lobinin, daha sonraları Avrupa'da Hitler olgusunu Sion planı doğrultusunda kullanılmayı başardığı görülmüş ve Hitler'den korkan dünya Yahudilerinin büyük kısmı İsrail'e göç etti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk kez Filistin'de Yahudi nüfus Arap nüfusu geçince, Siyonistler Amerika baskıları ile İkinci Dünya savaşı sonrasında Ortadoğu'da bir Yahudi devleti olarak İsrail'in kurulmasını Birleşmiş Milletler kararı ile başardılar..Amerika desteği ve zengin Yahudi lobilerinin her türlü yardımlarından yararlanan İsrail, üç tarafı Arap ve Müslüman nüfus ile çevrilmiş bir bölgede güçlü bir ülke olarak ayakta kalabilmek için sürekli olarak genişlemenin yollarını aramış ve İsrail'in sınırlarını genişletmiştir,İsrail'in kurulmasından sonra Ortadoğu bir türlü barışa kavuşamamıştır.Siyonizm’in büyük planına göre, Yahudilerin Ortadoğu'da bulunabilmeleri için kesinlikle Büyük İsrail Devleti’nin kurulması gerekmektedir. Küçük İsrail ile Ortadoğu'ya egemen olmak mümkün olamayacağı için Büyük İsrail’i kurarak bütün Ortadoğu’yu Kudüs merkezli bir yönetimin egemenliği altına almak kurulduğundan bu yana yarım yüzyıldır, İsrail devletinin amacıdır. Orta Doğu'da İsrail Devletini iki bin yıl sonra yeniden kuruldu.Kudüs'ün yanı başındaki Sion tepesini dünyanın merkezi yapmayı ve burada bütün dünyayı yönetecek bir kale oluşturmayı kutsal bir amaç olarak kendilerine hedef seçenlerin, Tevrat'ta dile getirilen Fırat ve Nil arasında kalan vaat edilmiş toprakları yavaş yavaş işgal edecekler.İsrail devleti ve halkı homojen bir yapıya sahip değildir. Çoğunluğu teşkil eden Sefarad İspanyol, Akdeniz kökenli Yahudilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır.Yüksek ve önemli makamları Eşkenaz Yahudiler tutmuştur. Bu iki zümre arasında da çekişme vardır. İsrail'de radikal, fanatik Museviler vardır ki, vaat edilmiş beklenen Mesih zuhur etmeden kurulduğu için Yahudi devletinin meşruiyetini tanımamaktadırlar yıkılmasını bile istemektedirler.Din ve devlet özdeştir laikliğin "L" si bile yoktur. Yine din ile millî kimlik aynı şeydir. Yahudilik babadan değil anneden geçer annesi Yahudi, babası Goi gayr-i Yahudi olan biri otomatik olarak Yahudi sayılır, İsrail vatandaşı olabilir. Babası Yahudi, annesi gayr-i Yahudi olan birisi ise Yahudi ve Musevî sayılmaz. Ortodoks Yahudilikte erkekler ile kadınlar arasında ayırım vardır. Sinagoglarda karışık olarak yer alamazlar.Sofu Yahudilerin yaşadığı mahallelere sefer yapan belediye otobüslerinde kadınların yerleri ayrıdır.Bütün İslâm dünyasında, samimî Müslümanlardan daha koyu Müslüman görünen bir sürü Yahudi ajanı, casusu vardır. Yahudiliğin ve İsrail'in en şiddetli ve koyu düşmanı gibi görünen nice kodaman zengin İslami şahsiyet vardır ki, gerçekte İsrail'in hizmetinde çalışmaktadır. .İsrail'de ve diyaspora Yahudileri içinde Türkiye'yi çok iyi bilen, Türk dili,tarihi,kültürü üzerinde ihtisas yapmış olan, Türkoloji konusunda dünya çapında otorite olan uzmanlar bulunmaktadır. Türkiye'de ise doğru dürüst İbrani’ce bilen, İsrail konusunda uzman olan hemen hemen hiç kimse yoktur. 19'uncu ve 20'nci yüzyılda Türk milliyetçiliğini çıkartan kişilerin bir kısmı Yahudi’dir. Bunların en meşhuru, Tekin Alp takma adıyla kitaplar ve makaleler yazan Selanik Yahudilerinden Moiz Kohen'dir.İsrail Türkiye'deki Yahudileri Ortodoks Musevî olarak kabul etmemekle birlikte onlardan dolaylı şekilde faydalanmaktadır.Ortodoks Yahudileri İsrail halkının ancak yüzde 10'u veya 15'i kadardır. İsrail’e en muhalif devlet İran’dır.Siyonizm İran konusunda büyük endişelere sahip ve ezilmemsi gerekiyor.Bunu yapmak için İran ve Irak arasında sekiz sene süren, 2 milyon insanın ölümüne yol açan savaş da kışkırtma ile çıkmıştır.Ortadoğu her geçen gün biraz daha savaşa itilmektedir.İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulmü Yahudiler bile lanetliyor, Şapkalı sakallı dindar Yahudiler ellerinde Filistin bayrakları pankartlar açmışlar, "İsrail’in Filistin halkına yaptığı zulmü kınıyoruz" diyor.Bütün dünya İsrail’i kınıyor, nice vicdanlı Yahudi bile İsrail’i tenkit ve protesto ediyor.İktisadi ve malî durumumuz çok kötü de olsa karşılığında yüz milyarlarca dolar vaat edilse de maceralardan uzak durulmalıdır.İsrail, varlığını sürdürebilmek için bütün Ortadoğu’da bir "Yahudi Barışı" kurmak istemektedir. Mısır’ı pes ettirdi. Ürdün zaten çantada keklik Suriye ile gizli anlaşmaları var Irak’ı şu anda fiilen üçü bölüp parçalanmıştır.Türkiye'yle ittifak kurmuş ve onu kendi nüfuz bölgesi içine aldı. İran’daki rejimi yıkmak için çalışılıyor.
Alıntı
|