Kişiye bir rüya anlatıldığı zaman, rüyayı tâbir edecek kimse rüya sahibine en kısa
yoldan şöyle demelidir:
- İnşaallah gördüğün hayırdır. Hayra ermeyi, serden kaçınmayı arzu ederiz. Hayır ve
iyilik bizim, şer de düşmanlarımız içindir. Hamd âlemlerin yegâne mâliki ve Rabbine
mahsustur. O'na hamd eder, O'ndan yardım dileriz. Şimdi rüyanı anlat.
Dikkat edilecek diğer bir husus da, güneşin doğup ve battığı zamanla zeval vaktinde
rüya tâbir edilmemelidir.
Rüya sahibi, rüyasının tâbirini çok arzu ediyorsa, onu ancak bir âlim ve öğüt verene
anlatmalıdır. Cahil ve düşmana rüya anlatmak insanı ümitsizliğe düşürebilir. Cahil,
bilmediği halde rüyayı tâbir ederek güzeli çirkin, çirkini de güzel gösterebilir.
Denilmiştir ki: Rüya, uçan bir kuşun ayağı üzerindedir. Tâbir edilmedikçe onun için
istikrar yoktur. Tâbir edildiği halde hemen yerini bulur..
Rüyalar üzerinde çok durmak ve hep rüyalarla meşgul olmak da insanı bazan
huzursuz eder. Her zaman güzel rüyalar görülmez, bazı kere rüyanın dış yüzü
korkunç gözükür, ama içten güzeldir. Güzel gözükür, fakat onda hayır bulunmaz.
Bütün bunlar ilimle, ferasetle, irfan ve hikmetle bilinir.
Bir kere daha ifade edelim ki, rüyasının sâdık ve doğru olmasını arzu eden kimse,
sözünde ve özünde doğru olmalıdır. Yalan, gıybet ve koğuculuk gibi kötü huylardan
ve kalbi karartan günahlardan uzakta bulunmalıdır. Çünkü günah karanlığı çöken
kalbe hikmet nuru inmez. O kalbde bir hakikat meyvesi boy vermez. Tâ ki günahta
tevbe edip temizlenene kadar.
Yalancının rüyası, yine yalan ile neticelenir. Yalancı ve iffetli olmayanlar da rüya
görürler, fakat gördükleri rüyayı tamamıyla hatırlayamazlar. Rüyada görmediği halde
gördüm demek de bir başka hatadır. Bu hususta Resûl-i Zîşan (s.a.v.) efendimiz
şöyle buyurmuşlardır:
"- Rüyasına yalan katarak anlatan kimseye kıyamet gününde bir arpa danesinin
iki ucunu bir araya getirip düğüm vurması teklif edilir. Bir kimse gözleri üzerine
yalan söylerse Cennet kokularını alamaz. İftiranın en büyüğü, adamın kendi
gözlerine yaptığı iftiradır ki, ben gördüm der, halbuki bir şey görmemiştir."(6)
Evet: Hiçbir şey görmeden şunu şunu gördüm demek, kendi gözüne iftiradan başka
nedir ki? Hem görmek veya görmemek insanın kendi elinde de değildir. İnsana bazı
şeyler gösterilir. Bazan müjde, bazan korku, bazan sevinç, bazan keder vardır. Ama
sâlih rüyalar mümin kulun müjdesidir. Kul kendisi sâlih olunca, rüyası da sâlih olur.
imam Nablûsî (rh.a) demiştir ki:
"- Bazı kere de tâbir, rüyanın aksiyle olur. Nitekim tâbirciler, ağlamayı, sevinç;
gülmeyi keder ve üzüntü, taunu harp, harbi taun; seli düşman, düşmanı sel; incir
yemeyi pişmanlık, pişmanlığı incir yemek; çekirgeyi asker, askeri de çekirge ile tâbir
ederler.
(6) İmam Nablûsî.
vardır.
Bir gün, bir adam, İbn-i Sîrîn hazretlerinin huzuruna geldi:
- Ey gün görmüş üstad, dedi. Rüyamda incileri domuzların boynuna astığımı
müşahede ettim. Bu nice bir şeydir?
İbn-i Sîrîn (rh.a.) derhal şu karşılığı verdi:
- Ey kardeş! Sen ehil olmayan kimselere hikmet öğretiyorsun, gördüğün rüya buna
alâmettir!
O kişi, hemen talebelerini araştırdı, gerçekten hikmete ehil olmadıklarını gördü ve bir
daha onlara ders vermedi.
Rüya tâbiri, şeriatte makbul bir ilm-i şeriftir. Yüce Kitabımız Kur'ân'da bunun delilleri,
Resûl-i Ekrem efendimizin hadislerinde hüccetleri vardır.
Rüyayı ehil olanlara anlatmak lâzımdır. Ehli bulunmadıkça da hayra yorup üzerinde
fazla durulmamalıdır. Ötelerden müjdeler bekleyen kimse, Rabbine karşı vefalı
olmalıdır.
Ruh, Rabbin emrindedir. O, dilediğini hidayete erdirir, dilediğine hikmet verir ve O
yegâne yaratıcıdır. Mülkünde tekdir, misli ve ortağı yoktur.
O'na yaratıklarının sayısınca hamd ederim ki, elimi kalem tutacak halde yarattı ve
bana bu eseri tamamlamayı ihsan buyurdu.
Bu eserde: Cafer-i Sâdık (r.a,), Ibn-i Sîrîn, İmam Nablusî ve daha nice İslâm
büyüklerinin rüyalara getirdikleri tâbirleri bulacaksınız.
Ver yâ Rabbi, cömertlik, ver kerem, safa bize,
Nasîb et güzel ahlâk, aşk-ı Mustafa bize!
Hafız Mustafa Necati BURSALI
6.7.1993 Yeniköy/İstanbul
.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|