Ahmet dede ve Ayşe nine yıllar önce iç Anadolu da bir eve taşındılar. İlk zamanlar her şey normal olan evde konuşma sesleri ve tuhaflıklar yaşanmaya başlandığını fark etmeye başladır. Ahmet dede olayı çözmeye çalışırken evde Müslüman cin ailesinin yaşadığını öğrendiler. İkisi de evden çıkmayı red ederek, cinlerin evde rahat etmesi için bulundukları ortamlarda çok gezmeyerek ve onları kızdıracak her olaydan çekindiler. Bunun sonucunda Müslüman cin ailesi onlar ile dostluk yapmaya başladılar. Beraber namaz kılıyor ve ibadet yapıyorlardı.
Bir kış gecesi Ahmet ve Ayşe teyze uykuya daldılar ve sobadan çıkan kömür gazı sebebi ile hayatlarını yitirdiler. O günden beri evin içerisinde ağlama sesleri gelmektedir. Köyün halkı hocaya danışarak "Hocam cinler nasıl olur da tepki göstermezler yada yardım etmek için uğraşmazlar" Diye sordular ve hocanın cevabı çok netti.
Cinler ilk ihtimalle Allah'ın dünya üzerindeki ve insanlar aleminde ki hiç bir kadere ve olacaklara engel olma yetkisi vermemiştir. Bu yüzden sessiz kalarak kaderlerine boyun eğmişlerdir. Bu olayın diğer sebebi ise cinlerin aslında yaşlı çiftin zehirlendiklerini bilmemesidir ve buradan da anlaşıldığı üzere cinler asla geleceği bilemezler.
Diye cevaplayarak aslında bir çok ortamda ve yazılarda anlatılan cinler geleceği bilebilir mi sorusuna en net ve doğru cevabı vermiş oldu. Bu gerçek hikayeden bir sonuç daha çıkarta biliriz. Allah cinler ile arkadaşlık yapmayı yasaklamıştır. Bunun en büyük sebebin iki varlığında birbirinden çıkar için arkadaşlık yapmasıdır ama yaşlı çift hiç bir koşulda çıkar için değil ibadet için dost olmuş ve hayatlarına hiç bir koşulda müdahale etmemişlerdir. Ele ki insanlar kendi aralarında bile çıkar için dost gözüktüklerini düşünürsek, bir çok hileye sahip olan cinlerden ne beklenti içerisine girilebilir.




ALINTI