SENE SONU DUASI-2
SENE SONUNDA OKUNACAK SAÂDET DUÂSI
Her kim aşagğıda yazılan saâdet duâsını senenin sonunda güneş batmadan önce yirmi bir kere okursa uykuyla uyanıklık arasında bütün gizli halleri kendisine gösterilir. Vird sâhibi olan kimseler manevi mertebelerinin ne kadar yükseldiği kendilerine gösterilsin istiyorlarsa bu duâyı her gün okumalıdırlar. Bu dua şöyledir :
”Rahmân ve Rahim olan Allâh’ın adıyla ! Yâ Rabbi ! Bana mukaddes nurlarını müşâhede edebilme hâlini ihsân eyle, beni ünsiyetinin güçlü cezbelerinin zuhûruyla teyid eyle ki, bu sayede ben isimlerinin kazandıracağı marifetlerin tecellîlerinde dönüp dolaşabileyim.
Yâ Rabbi ! Sen beni Senin müşâhede edilebileceğin meşhed ( gösterge ) lerde bulunan varlığının sırlarının ta kendilerine vâkıf kıl ki, onlar sayesinde ben Mülk ve Melekût âlemlerine tevdi etmiş bulunduğun sırları müşâhede edebileyim, kudretinin Lâhut ve Nâsût âlemlerinde bulunan âyetlerinin şâhit ( gösterge ) lerine nasıl nüfûz ettiğini ayan beyan görebileyim.
Sen bana umûmi hikmetler içerisinde öyle bir mârifet nasb et ki, mevcûdat ta gizli olan inceliklerden haberdâr olmadığım bir mâlumât kalmasın. İman hakikatlerini idrâke mâni olan karanlıkları benden gider, kalplerde ve ruhlarda bulunan sevgi-dostluk, hidâyet-irşâd güzelliklerini bana yakın et. Zirâ seven de, sevilen de, arayan da, aranan da ancak Sensin.
Ey kalpleri dilediği tarafa çeviren ! Ey sıkıntıları açan ! Ey şaşkınlara yol gösteren ! Ey yardım isteyenlerin imdâdına kavuşan ! Bütün gayıpları hakkıyla bilen ancak Sensin. Benim de, her şeyin de Rabbi ancak Sensin. Ey Allâh ! Bizi insanlar arasında aldatılmış kimseler yapma, hizmetinden mahrum ve uzak bırakma, nimetlerinle helâke çekilen kimselerden eyleme, dünyada düşmanları tarafından yenilen ve din karşılığında dünya malları yiyen bedbahtlardan eyleme. Allâh-u Teâla mahlûkatının en hayırlısı olan Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem’e ve âl-i ashâbının cümlesine salât eylesin ! Ey acıyanların en merhametlisi ! Rahmetinle muâmele eyle. Bütün hamdler âlemlerin Rabbi olan Allâh’a mahsustur.” ( Muhammed ibni hatiruddin, el-cevahiru’l hams, sh : 64-65 )
Alıntı