11.08.17, 15:27
|
Daimi Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,873
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Ezan İşitildiği Zaman
Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşayan büyük veli ve âlim Abdurrahman Tâhî (k.s) anlatıyor;
Gavs-ı Hizânî (k.s) bize ezanın manasını ve işitildiği vakit şöyle düşünmek gerektiğini öğretti.
Allahüekber: Allah ibadet ve taate ihtiyacı olmaktan yücedir.
Eşhedü en lâ ilâhe illallah: O’ndan başka ibadete layık yoktur.
Eşhedü enne Muhammeden Resûllullah: Peygamberlerin dediği haktır ki, namaz kılmak farzdır. Kul için kıldığı namazın sevabı vardır. Bırakınca ise acıklı bir azap ve büyük mahrumiyet vardır.
Hayye ale’s-salâh: Namaza gel ki o büyük sevaba kavuşasın.
Hayye ale’l-felâh: Namaza gel ki acıklı azaptan kurtulasın.
Ezanın bu kısmında şöyle demek gerekir: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh”. Yani, yüce Allah’tan başka itaat etmeye, azaptan kurtulmaya yardım eden yoktur.
Müezzinin tekrar “Allahüekber” demesi, yani Allah senin ibadetine muhtaç olmaktan yücedir, eğer dinleyiciyi biraz gevşekliğe sevkederse de.
Lâ ilâhe illallah sözü; yani ibadete layık olan yalnız Allah’tır. O seni azaptan kurtaracaktır.
İşte bu güzel söz gevşekliği giderir.
Sıbgatullah Arvasi
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|