Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - çukurovadan bir zati evlıyaullah çoban dede
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 01.08.17, 23:36
Aliye Aliye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 05.05.17
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 549
Etiketlendiği Mesaj: 113 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart çukurovadan bir zati evlıyaullah çoban dede

Bir Anadolu erenini anlatayım sizlere.. Bir Allah dostunun hikayesini aktarayım.. Ettiği dua, anında kabul olan bir zat-ı muhteremden bahsedeyim..

Erzurum’dan çıkıp on kilometre kadar kuzey-batıya doğru ilerlediğinizde, “Köse Mehmet” geçidiyle karşılaşırsınız.. Çok keskin ve oldukça sert iki yamacın meydana getirdiği bu geçit, yaz-bahar aylarında burcu burcu kekik kokar!.. Kışın ise bembeyazdır ve adeta ak kürklere bürünür..

Köse Mehmet geçidinin tatlı rüyaları da vardır, karanlık kabusları da.. Sevdalılar bu zor geçidi güle oynaya geçmişler, kervanlar bu geçitte ateş yakıp mola vermişler, yanık yanık okunan uzun havalar, hançerelerden çıkan duygu yüklü sıla ve sevda türküleri, dağdan dağa ulaşmıştır..

Erzurum'un Ruslar tarafından kuşatıldığı yıllarda, gönlü kara, kalbi katı, hainin biri, Rus ordularına Köse Mehmet geçidini haber vermiş.. Orayı öğrenen düşman, bir yılan misali süzülerek Erzurum'a akmıştı.. Allah bir daha göstermesin, çok kara günlerdi o günler!..

Neyse gelelim esas mevzuya.. Köse Mehmet geçidinin bir yüzü “Çoban Dede” dağıdır.. Çoban Dede dağında çiğdemler çabuk açar, kekikler mis gibi kokar, rüzgârlar ılgıt ılgıt eser.. Ve de bu dağda küçük bir mezar vardır.. Başucunda birkaç çam ağacının nöbet tuttuğu bu mezarda, dağa adını vermiş olan cennetmekan “Çoban Dede” yatar..

Peki kimdi bu Çoban Dede isimli Allah dostu?. Sıradan bir çoban mıydı?.

Yoksa Allah’ın her zaman diliminde dünyaya ve dahi bizim ülkemize de bir mücevher gibi saçtığı Ehlullah’tan bir zat mıydı?.

Rivayete göre çoban, bir gün sürüsünü almış, otlata otlata dağa çıkıyordu.. Bazen bir çam altında oturup yanık yanık kaval çalıyordu.. Derin adamdı, aşık insandı.. Kısacası düşünen bir beyindi.. İnsanoğlunun nereden gelip nereye gittiğini pek merak ederdi.. O, böyle düşüne düşüne, kendi kendisiyle söyleşe halleşe, hayli yol almış, hayli de yorulmuştu.. Susuzluğu da had safhaya ulaşmıştı.. Gözünün önüne serap misali topraktan fışkırmış billur görüntülü sular geldi..

Heyhat!. 0 yana baktı, bu yana baktı su filan yoktu.. Etrafta ne bir pınar, ne bir patlak vardı.. 0 yürüyor, koyunları da kendisiyle birlikte gelmeye devam ediyordu.. Fakat çoban, aradığı suyu bir türlü bulamıyordu.. Sanki dağlar, âşık Kerem'in, “susuz kalasın, kararıp gidesin” diye beddua ettiği Karadağ'a dönmüştü.. Çoban'ın susuzluğu gittikçe arttı.. Dudakları yarıldı.. Ciğeri dağlandı.. Baktı ki, susuz olan yalnız kendi değil.. Oğlaklar, kuzular, dilleri dışarda meleşiyor.. Koyunların başları önlerine düşmüş.. Koçlar ise huysuz ve öfkeli.. Gün akşama dönünceye kadar, bütün sürü su arıyor, köpekler ayaklarıyla yeri deşiyor, çoban o çalının dibinden ötekine koşuyor, nafile!. Sonunda yorgun ve takatsız, bir ağacın dibinde toprağa çöktü.. Başını niyaz secdesine eğdi ve “Ey Rabbim” dedi..

Ardından devam etti;

“Güzel Rabbim!.. Sürü de ben de susuzluktan perişan olduk!.. Rahmet deryaların mı tükendi?.. Sesim sana yabancı mı geliyor?.. Bu güne kadar bir dediğimi iki etmedin Büyük Allah’ım!. Benden bir damlacık suyunu mu esirgeyeceksin?.. Ben susuzluktan ölsem bile gam yemem, ama bu hayvancıkların meleşmelerine çok üzülüyorum!.. Sana acı gelmiyor mu, Ey Halik-i Zülcelal!.”

Çoban hem söylüyor, hem ağlıyordu.. O kadar çok ağlıyordu ki, gözünün yaşı sanki toprağı yıkıyordu.. Başı hâlâ toprakta secdedeydi.. Birden dudaklarına bir serinlik temas etti... Önce ne olduğunu anlayamadı.. Serinlik bütün yüzünü kaplayınca başını kaldırdı ve hayretle gördü ki, yerden bir pınar patlamış, gürül gürül kaynıyordu!.. Serin, tatlı ve pırıl pırıl.. Şimdi Çoban daha çok ağlıyordu.. Niyazı kabul olmuş, Alemlerin Rabbi onun sesini duymuştu.. Hemen aklına vaadi geldi.. Çoban vaadini unutacak değildi elbette.. Ve tekrar konuşarak; “Artık ölebilirim Ey Ulu Allah'ım” dedi!. “Evet, ölebilirim artık!.. Bu su beni mest etti, ihya etti.. Değilmi ki sürüm susuzluktan kurtuldu, değil mi ki sen beni duydun, bu aciz kuluna merhamet ettin, rahmet hazneni fakiri pür taksir olan benden esirgemedin, artık bu can bana lâzım değil!..”

Netice-i kelam; alışveriş tamamlandı ve çoban oracıkta ruhunu teslim etti.. Sürüdeki oğlaklar, kuzular, koyunlar, suya baş uzatmışlardı.. Kana kana içiyorlardı.. Sadece çoban köpekleri, huysuz ve mahzun homurdanıyorlardı.. Sahiplerinin hazin sonu için!.

Evet, değerli dostlarım;

Çoban Dede dağında, bu su halâ akıp gider.. Fakat sadece sürülerin dağda olduğu mevsimde akar!.. Hikmet-i İlahi, sürüler inince su da kesilir..

Bu Allah dostunun ruhuna hep beraber bir Fatiha okuyalım!..

Amin..

Hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır.
Çoban Dede dağda yaşar geçimini hayvancılıkla sağlarmış. Bir gün Çoban Dede koyunlarını sağdıktan sonra, sütü bir mendilin içine koyup Adana’da ayakkabıcılık yapan kardeşi Ali Dede’nin ziyaretine gitmiş. Çoban Dede kardeşi Ali Dedenin yanına geldiğinde, bir kadının ayakkabı ölçüsünü aldığını görmüş. Çoban Dede kadının çıplak topuklarına görünce, mendilde ki süt akmaya başlamış. Bu durumu gören Ali Dede kardeşine, “Sen git dağda çobanlık yapmaya devam et. Dağda keramet sahibi olmak kolay, zor olan insanların içinde keramet sahibi olmaktır.” Demiş. (Bu olay diğer kardeşleri Cebbar dedenin de başından geçmiştir.)
Bu ikaz üzerine Çoban Dede, Ali Dedeye keramet sahibi sensin diyerek şehirden ayrılmış.
Çobanlığını yaptığı köylülere de ölürsem kabrimi çobanlık yaptığım bu tepeye defnedin demiş. Köylülerde Çoban Dede öldüğü zaman vasiyeti yerine getirilmiştir. Şimdiki Çoban Dede Türbesinin olduğu yerdir.

Rabbim böyle güzel evliyalara ganiy ganiy rahmet eylesin


Alıntı

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147