Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Süleyman Çelebi Hazretlerinin Mevlidi’nin Yazılış Sebebi
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 01.08.17, 04:34
Havasokulu Havasokulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,873
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Süleyman Çelebi Hazretlerinin Mevlidi’nin Yazılış Sebebi

Süleyman Çelebi Hazretleri, Mevlidini Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) Efendimiz’in diğer peygamberlerden üstün olduğunu isbat etmek üzere yazmıştır. Buna lüzüm görmesine Bursa’da İranlı bir vaiz’in Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’in diğer peygamberlerden farklı olmadığını ileri süren cahilce sözleri sebep olmuştur.

Bursa’da bir vaiz camide vaaz ettiği sırada “Biz onun (Allâh’ın) peygamberlerinden hiç birini öbürlerinin arasından ayırmayız hepsine inanırız.” (Bakara 285) ayetini tefsir ederken, peygamberler arasında hiçbir fark olmadığını kendisinin bu ayet gereğince Muhammed (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’i Hazreti İsa (Aleyhis-selâm)’dan üstün görmediğini söyler. Cemaat arasında bulunan Allah Resulü’nün gerçek aşık ve sadıklarından bilgili ve dini gayret sahibi bir arap buna itiraz eder. Kuvvetli ve kesin deliller ortaya koyarak bu ayete verilen mananın yanlış olduğunu söyler ve derki:

“Hey nâdan ve cahil sen tefsir ilminde yayasın. Peygamberler arasında fark yoktur demekten murad, Resullük ve Nebilik bakımındandır. Yoksa mertebe ve fazilet bakımından değildir. Eğer bu bakımdan olsaydı ‘O peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık’ (Bakara 253) ayetinin manası nasıl uygun düşerdi.”

Fakat şehir halkı vaiz tarafını tutar. Bunun üzerine bu zat arap vilayetlerine Mısır ve Halep’e giderek kendi görüşünün lehinde altı kere fetva getirse de vaiz sözünde ısrar eder. Ancak vaizi yedincisinde yenmek mümkün olur.

Bu tartışma cemaat arasında bölünmelere yol açmış, her iki tarafı da tutanlar olmuştur. Süleyman Çelebi’de bu tartışmalara şahit olmuş, Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’ in fazilet ve mertebesinin iyice anlaşılması ve yanlış bazı fikirlerin önlenmesi bakımından bir eser yazmanın yerinde olacağı kanatine varmıştır. İşte onun şu beyitleri bu olayı doğrular boyuttadır.

Ölmeyip İsa göğe bulduğu yol

Ümmetinden olmak için idi ol

Dahi hem Musa elindeki Âsa

Oldu anın izzetine oldu ejderha

Çok temenniler kıldılar Hakk’dan bunlar

Kim Muhammed ümmetinden olalar

Gerçi bunlar dahi mürsel durur,

Lâkin Ahmed efdal ü ekmel durur

Zîra efdallığa ol elyak durur

Anı öyle bilmeyen ahmak durur

Bu beyitler de Süleyman Çelebi Hazretleri, İsa (Aleyhis-selâm)’ın göğe yükseltilmesini ileride gelecek olan Muhammed (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinden olmak arzusuna bağlamaktadır. Musa (Aleyhis-selâm)’ın Asa’sının yılan haline gelmesi onun şerefi’nin yüceliğine delalet ettiğini ve nice peygamberlerin onun ümmetinden olmak için Allâh’tan temennilerde bulunduklarını hepsinin Allah tarafından gönderildikleri halde Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’in onlardan daha faziletli ve daha mükemmel olduğunu beyan etmektedir.

Bu olay kaynakların ekserisinde belirtilen bir hâdisedir. Ayrıca İranlı vaizin batiniliğinden de bahsedilmektedir. Ehl-i Sünnet olduğu bilinen Süleyman Çelebi’nin ona mal edilen Ehl-i Sünnet inançları dışına düşen parçaları kaleme alamayacağı hususu bu vesileyle belirmiş bulunmaktadır.[1]

Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i yazmasındaki ikinci gaye: Ehl-i Sünnet akidesini yıkmak isteyenlerin ve bâtinilik propagandası yapanların tesirini azaltmak, hatta ortadan kaldırmaktır.

Osmanlı imparatorluğunun zayıf sayılabilecek bir devrinde (Fetretten yeni çıkdığı bir sırada) siyasi, fikri, dini her türlü cereyanların kaynaştığı ve etrafı karıştırdığı bir zamanda Süleyman Çelebi, Ehl-i Sünnet tarafını tutmuş ve devletin yıkılmasını önlemekte yardımcı olmuştur.

Süleyman Çelebi, itikat meselelerinde ve diğer hususlarda hep Ehl-i Sünnet görüşünü ortaya koymuş ve eserinde baştan sona Ehl-i Sünnet akîdesinin müdafasını yapmıştır.

Tarihçilerin belirttiğine göre, Osmanlı imparatorluğu Ehl-i Sünnet akidesini yaymak ve batıl mezeplerin yayılmasını önlemek için Mevlid’e çok önem vermişler, Osmanlı padişahları, şeyhul islam’lar ve o zamanın meşhur alimleri bizzat bu Mevlid merasimlerine katılmışlar ve kendileride Mevlid cemiyetleri düzenlemişlerdir.


[1] Necla Pekolcay, Türkçe Mevlid metinleri I-II, doktora tezi, ist. 1950. İkinci cildi genişletilmiş Mevlid olarak Mevlid, Süleyman Çelebi, Dergah yay. İst. 1982, 1992 ve 2005 de üç defa basılmıştır. N. Pekolcay, Süleyman Çelebi, Dergah yay. 2005, sayfa: 15.

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147